4 Haziran 2008 Çarşamba

Mobbinge alet olma...





Almanya'dan işyeri temsilcisi bir işçi deneyimlerinin ışında birlik olmanın önemini anlatıyor...


Bundan birkaç sene önce, iş yerinde işçi temsilcisi olarak işverenle toplantıya hazırlanıyordum. Bir arkadaşım gelip benimle sorunlarını konuşmak istediğini söyledi. Ben de işyeriyle ilgili değilse, başka zaman konuşalım, toplantıya hazırlanıyorum dedim. Ama maalesef kadın artık öyle bir duruma gelmişti ki, ben öyle der demez, ağlamaya başladı. Ben şaşkın şaşkın ne olduğunu sordum, kafamda binbir yorum dolaşmaya başladı, çünkü o günlerde bizlere gizli gizli patronla cinsel tacize maruz kalp kalmadığımız soruluyordu. Öyle bir durumla karşılaştı diye düşündüm ve sordum.Bana uzun bir zamandır arkadaşlarının kendine karşı davranışlarının, bakışlarının değiştiğini, beraber çalışırken sorun çıkardıklarını, gizlice patrona şikayette bulunduklarını ve bu sorunların başladığından beri kendisinin ne beyinsel ne de bedensel olarak çalışacak gücü kalmadığını söyledi. Ve tüm bunların ne anlama geldiğini sordu. Ben hemen anladım, birkaç ay önce bizleri notlamaya başlamışlardı. 1'den 12'ye kadar olan notlardan en yükseğini alabilmek için ya arkadaşını işten bıktıracak ya da bol bol işverene şikayet ederek çıkışına sebep olacaksın.


Psiko-terör


Karşılığında senede bir kereye mahsus 250 euro ve iyi bir not alacaksın. Bununla beraber patrondan gelen övgülerle mutlu olacaksın. Yani kendini işyerinde işveren gibi görecek, onun gibi yürüyecek, onun gibi işi yalayıp yutacaksın. Bütün benliğinle o ise adanıp, arkadaşlarını birkaç kuruşa satacaksın. Nasıl mı? Şöyle anlatayım. Patron senden memnun, ama en yakın arkadaşından değil. Seni çağırır, över, sever, yere göğe sığdırmaz, ama bir çengel vardır. Bu çengel ortadan kalkınca, daha çok para kazanıp daha iyi bir yere gelebilirsin der. Bu çengel ne yaa diye sorarsın kendine. Ne mi? Aptal olma der patron, yanındaki arkadaşın olmasa daha da kazanırsın, daha da sevilirsin. Tabii kişinin beyni bir büyür bir küçülür, allak bullaktır. Yeni (mobbing'e, yani bıktırma) taktiğine hazır vaziyete getirir. Yok ben yapamam dese de, kafasında binbir tilki dolanmaya başlar. Konuşmalar, davranışlar yavaş yavaş değişir. Aslında insan komik bir davranış biçimi alır; bu davranışın ne olduğunu bilen için komiktir ama, bilmeyen için ise bir azap.


Bilen kişi arkadaşa uyarılarda bulunur; yaptığının yanlış olduğunu, bu davranışın ilerde kendisine daha büyük sorunlarla geri döneceğini... Yanımızdaki iş arkadaşlarını patrona karşı koruması gerektiğini ve buna benzer ilerde kendine ve işçi arkadaşlarına yararlı olacak örnek davranışlarda bulunması gerektiğini söyler.


Mola da neymiş!


Ama bunu bilmeyen işçi ne yapar? Evet ne yapar? Artık o işçi için kaçış başlamıştır. İşyerinde verilen molaya isteksiz katılıp, diğer işçi arkadaşları moladayken, patronun gözüne girebilmek için mola yapmaz, çalışır. Birilerini memnun kılması gerekir. Anahtar odur. Kötü davranan, işini beğenmeyen, devamlı eleştiren, ciddiye almayan ve işveren tarafından gözde olan kişi. Kim bu, arkadaşı çünkü iyi not almıştır, niye iyi not aldı bilinmez. Halbuki ikisi de aynı işi yapıyor, aynı mali çıkartıyor. Sorun nerede, sorun notlarda.Notlar! Ben de iyi not alayım der ve işe koyulur. Tabii kaçış biter yarış başlar; ben de iyi not alacağım, arkadaşa göstereceğim der. İşe hasta gitmeler, uykusuz mesai yapmalar, bir değil beş kişinin işini yapmalar. Bir zaman kendini şikayet eden arkadaşını şikayet etmeler ve en kötüsü, patronun ezmek istediği kişiyi beraberce ezmeler başlar. Patron memnun, birbirini ezen arkadaşlar memnun. Bir zaman böyle devem eder gider.Habire arkadaşlar birbirini ezmekle yükümlüyken, patronun onlara karşılıklı bıktırma taktiği aşıladığını göremeyecek kadar meşguldürler.


Zehirlenme...


Ta ki bügüne kadar. Çok arkadaşın psikolojisi bozularak, bırakın bedensel zedelenmeyi, beyinsel zedelenmeye kadar vardı bu iş ve hala sürmekte. Hala mobbing devam etmekte. Hani patrona şirin görünülecek ya, ama ne şirinlik! Arkadaşlar şu an bir kocaman makinada bir kişi çalışır hale geldi, oysa bir zamanlar sekiz kişi çalışırdı. Her sene bir kişi azaldı ve o taktik uygulayan arkadaşlar, şu an tek kişi olarak çalışıyorlar ama sekiz kişinin yükünü çekiyorlar. "İşveren bizi ne hale getirdi" diyorlar her gördüğümde. Oysa şimdi de kendi kendilerine karşı bir bıktırma taktiği maratonuna girmiş bulunuyorlar. Patron mutlu emeline ulaşmıştır.Uygulanan taktik tuttu ama bitmedi, bitmeyecek. Günlük hayatta bunları her zaman görecek, yaşayacağız. Önemli olan karşımızdaki işçi arkandaşı anlamak ve bu davranışların son derece yanlış olduğunu, bıktırma taktiği olduğunu, senede bir kere alacağı paranın onu zengin etmeyeceğini ve her zaman karını düşünen patronun gözünde bunları yaptığı için pozisyonun değişmeyeceğini anlatmaktır. Yani arkadaşlar, burada belirtmek istediğim, bana gelip konuşmak isteyen arkadaşın bir kaç sene önce aynı maratona giriştiği ve bugün aynı sorunla karşı karşıya kaldığıdır.Burada yazdıklarım yaşanmıştır ve hala yaşanıyordur. Bu arkadaşlar aynı maaşı alıyorlar ama sekiz kişilik iş yapıyorlar malesef. Ve bu tür davranış biçimini tuttuğumuz sürece, biz de işçi işçinin etinden keserek, bu taktiği uygulayacağız ve bu maratonda yerimizi alacağız.Susmayalım!..


Deutsche Post'tan (Alman Posta İşletmesi) bir kadın işçi


MOBBİNG: Mobbing uygulayan patronun temel amacı, işçiyi atmak yerine işi kendisinin bırakması için zorlamaktır. Bu sayede tazminat ödemek zorunda kalmayacaktır. İşçilerin kişilik ve onurunu ezerek, her türlü çalışma esnekliğini dayatmanın zeminini hazırlamak amacıyla kullanılan bir yöntem olarak da karşımıza çıkıyor.


ALINTERİ.NET sitesinden alınmıştır.

Hiç yorum yok: