14 Haziran 2008 Cumartesi

AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ; İSTANBUL 2010








ALPER TURGUT


İstanbul 2010 için geri sayım başladı. Şunun şurasında 20 ay sonra mega kentimiz İstanbul,
Avrupa Kültür Başkenti olacak. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Nuri M. Çolakoğlu, üstüne basa basa İstanbul’un Ortadoğu’nun değil Avrupa’nın bir kenti olduğunu söylüyor. Çolakoğlu, hedeflerini ise şöyle açıklıyor; “Kültür ve sanatın kente yayılması, altyapısının oturması, kültürel mirasın paylaşılması, kentteki yaşam kalitesinin yükselmesi, İstanbul’a gelecek turist sayısının artması ve dolayısıyla gelişmelerin, Türkiye’nin Avrupa Birliği serüvenine katkı sağlaması…”


9750 yıllık tarihi dev kent, daha şimdiden silkinip dirilmeye başladı bile. Sivil toplum kuruluşları, kamu sektörü, belediyeler, üniversiteler, kültür ataşelikleri, kültür merkezleri, müzeler, sanat galerileri, tiyatrolar, sanatçılar, gençler… Kalpleri yedi tepeli güzelim kentle birlikte atan herkes elini taşın altına sokuyor artık… Kentlilik bilincinin yerleşmesi ve geleceğin İstanbul’unu yaratmak için...





— İstanbul 2010’un diğer kültür başkentlerinden farkı nedir?


Çok önemli bir fark şurada yatıyor, daha önceki Avrupa Kültür Başkenti olan şehirler, ya bir belediyenin ya da bizzat hükümetin girişimiyle bu hakkı kazanıyorlardı. Kadroları, görev dağılımları, bütçe ve projeleri, başvurudan önce hazırdı. Oysa İstanbul’un kültür başkentliğini kazanması, sivil toplum girişimcilerinin önayak olduğu yeni bir modeldir. Bu süreç bir öğretim üyesiyle başladı ve dalga dalga yayılarak bu günlere gelindi. 2005’te 13 sivil toplum kuruluşundan oluşan Girişim Grubu çalışmalarına başladı. Kentin kültür ve sanat insanları, akademisyenler, yöneticiler ve yeni STK temsilcilerinin katılımıyla genişleyen Girişim Grubu, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın da desteklerini alarak İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmesi için ortak bir dosya hazırladı. "İstanbul: 4 Elementin Kenti" başlıklı dosya 13 Aralık 2005'te, Brüksel'de Avrupa Konseyi'nin Eğitim ve Kültür Genel Müdürlüğü'ne sunuldu. Sivil toplum girişiminin (özellikle ilk etapta) ön plandaki varlığı, Avrupa Birliği’nin İstanbul’u Kasım 2006’da kültür başkenti olarak ilan etmesinde başrolü oynadı. İstanbul 2010 bugün (devleti, belediyesi ve sivil toplum örgütleriyle) ülke politikası oldu.




— Kasım 2006’dan bugüne çok zaman geçti. Birinci elden tanığı olduğunuz bu süreci anlatır mısınız?


Zihin jimnastiğinden çıkıp proje ve planları hayata geçirme dönemi için öncelikle yasal çerçeve oluşturulması lazımdı. Bu nedenle ilk olarak TBMM’ye gidildi. Önce Meclis’in yenilenmesi, ardından sancılı Cumhurbaşkanlığı seçimi derken bir yıllık bir gecikme ile karşı karşıya kaldık. Kasım 2007’de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın büyük katkısıyla ilgili yasa meclisten geçti. Bunun içinde tepki toplayan Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yakılmayıp, sadece yenilenmesi de vardı. Koordinasyon kurulu oluşturuldu ve 285 milyon YTL’lik bütçe çıkarıldı. Kurulun başında Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı var. Kurulun diğer üyeleri arasında dört bakan, İstanbul valisi, İstanbul büyükşehir belediye başkanı da yer alıyor. Sivil toplum adına ise Hüsamettin Kavi ve ben… Ardından komiteler oluşturuldu ve İstiklal Caddesi üzerindeki Atlas Pasajı’nda İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Yönetim Merkezi açıldı. Şimdi iyi durumdayız ve çok hızlı gidiyoruz.


— Bütçe nerelerde kullanılacak?


285 milyon YTL’lik bütçenin, 30 küsur milyonu kültür ve sanat için 250 milyonu da uzun vadeli yenileme çalışmaları ile yeni müzelere ayrıldı. Para elimize geçmedi ancak verileceğine eminim. 2008 için iyi bir rakam olduğunu düşünüyorum. Bu, yılsonuna dek günde bir milyon YTL demek… 2009 ve 2010’da bütçe kademeli artacak. Kolları sıvadık, İstanbul için Türkiye için çok büyük işlerle başlıyoruz.




— Bu büyük projeleri sizden duymak isteriz…


Bugüne dek saklanan Topkapı Sarayı’nın paha biçilmez Çin porselenleri günışığına çıkacak. Sarayın silahlar bölümü yenilenecek. Ayasofya’nın güzelliğini engelleyen iskele kaldırılacak. Yine Ayasofya’nın ayrıntıları, mozaikleri, hatları, turistler ve ziyaretçiler için barkovizyon ile gözler önüne serilecek. AKM’nin içi tamamen yenilenecek ve yapının arka tarafındaki otopark alanında 2500 kişilik bir konser salonu inşa edilecek. Belki de en önemlisi ise Marmaray kazılırında çıkan 9750 yıllık kent tarihinin sergilenmesi… İstanbul’un tarihi daha gerilere gitti ve değeri katlandı. Artık biliyoruz ki; İstanbul, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi… Amaç Marmaray projesini de geciktirmeyecek bir imkânı yaratabilmek. Hem metro çalışacak hem de arkeolojik kazılar devam edecek. Arkeoloji alanının üstünü kapatmayı düşünüyoruz. Arkeologlar camla kapalı bölümde, insanların gözü önünde çalışmalarını sürdürecek. Bu dünyada canlı izlenen ilk arkeolojik kazı olacak.



— Gençlerle ilgili projeleriniz var mı?


Kültür ve sanat etkinliklerinin içine, kentin kenarında köşesinde kalmış, esas uğraşması gerekenleri yani gençleri katacağız. Nisan (bu ay) ayında “Gepegenç” projemiz var. Her bölgeden gençler yer alacak ve Genç Bilgi ile ortak yapılacak. 20–30 Nisan 2008 tarihleri arasında da İstanbul Üniversite Tiyatroları Şenliği organize edilecek. İstanbul’daki 13 üniversiteden gençler, 18 toplulukla 46 oyun sergileyecekler. Gelecek yıl Türkiye’deki üniversiteler tiyatro şenliğine katılacak, 2010’da ise Avrupa’daki üniversitelerle çığ gibi büyüyeceğiz.





— Ya büyükler?


Yaz ayında çok sevilen “Üsküdar’a Giderken” şarkısından hareketle “İstanbul’a Giderken” adını verdiğimiz popüler klasik müzik etkinlikleri zincirini hayata geçireceğiz. Cem Mansur yönetiminde, Ataköy’den Tuzla’ya birer, ikişer haftalık aralarla İstanbullular konserler verilecek. Modern Folk Üçlüsü de, İstanbul Şarkıları konserleriyle 2010 sürecinin başladığını duyuracak. Sonra sırada Çağdaş Sergiler var. 2010’da İstanbul’u büyük ve görkemli projeler bekliyor.


— Kentin kanayan yarası durumundaki “Tarihi Yarımada” ile ilgili projeler var mı?


Ciddi bir yayalaştırma çalışması olacak. Eminönü Belediyesi ile çalışmalara başladık. Bölgenin motorlu taşımaya kapatılması düşünülüyor. Bölge için çabuk inilip, binilen elektrikli otobüs planlarımız arasında… 2010’da Haliç’te ring seferleri yapılabilsin diye İDO ile görüşmelerimiz sürüyor. Dolmabahçe’den Eyüp’e, bir kısmı saat yönünde, bir kısmı tam aksi istikamette yapılacak bu seferlerde, rehberler çeşitli dillerde ziyaretçilere ne gördüklerini anlatacaklar. Haliç’i “Kültür Vadisi” haline getirecek projeler, inanın çok önemli… Tersaneler terk ediliyor, İstanbul’un merkezinde, New York Manhattan’daki Central Park (yılda 25 milyon ziyaretçisi vardır) ve Londra’daki Kraliyet Parkları’nın en büyüğü Hyde Park benzeri bir alan yaratılması çok değerli bir fikir… İstanbul’un en tarihi bölgesinde büyük bir rahatlamayı da beraberinde getirir. Bunun yanı sıra özel müzeler de boş durmuyor. Sabancı Müzesi’nin harika planları var. Yine Has Müzesi, ünlü British Museum’dan değerli eserler getirtecek. Sonra Pera Müzesi ve diğerleri… Devlet müzelerinin de 2010 İstanbul Kültür Başkenti’ne büyük katkıları olacak. Dolmabahçe’deki 1937 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk güzel sanatlar müzesi olan İstanbul Resim Heykel Müzesi üzerine de kafa yoruyoruz. Müze çok kötü durumda… Acilen yenilenmesi veya başka bir yere taşınması gerekiyor.




— İstanbul 2010’da kaç turist bekleniyor?


1985 ve devamındaki yıllarda çok büyük kentler (Atina, Berlin, Paris, Madrid gibi), kültür başkenti seçilmişti ve bu şehirlerin ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmadıkları görülmüştü. Baktılar olmayacak, teşvik gayesi güdülmeye başlandı. Örneğin Lille, 150 bin nüfusu olan bir kent ve o yıl 7 milyon turist ağırladı. Bu nedenle kültür başkenti olmak, kıymeti her yıl artan, büyük bir prestij kaynağı… İstanbul’da bu yıl beklenen turist sayısı 6 milyon. 2010’da muhafazakâr bir tahmin ile 10 milyon, bir ihtimal 12 milyon turist gelecek gibi görünüyor.
NOT; Avrupa Kültür Başkenti fikri ilk kez 1985 yılında dönemin Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri tarafından ortaya atıldı. Aynı yıl Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi projenin kapsamını belirledi ve uygulamaya koydu. 1985'ten 2000 yılına kadar Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerin kentlerinden biri Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi. 2000 yılına gelindiğinde, yeni binyıl nedeniyle Avrupa Kültür Başkenti unvanı hem birden fazla kente, hem de AB Adayı olan ülkelerin kentlerine verilmeye başlandı.




KUTU…


Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Seçilen Kentler;


1985 Atina -Yunanistan
1986 Floransa -İtalya
1987 Amsterdam -Hollanda
1988 Berlin -Almanya
1989 Paris -Fransa
1990 Glasgow -İskoçya
1991 Dublin -İrlanda
1992 Madrid -İspanya
1993 Anvers -Belçika
1994 Lizbon -Portekiz
1995 Lüksemburg
1996 Kopenhag -Danimarka
1997 Selanik -Yunanistan
1998 Stockholm -İsveç
1999 Weimar -Almanya
2000 Avignon -Fransa, Bergen -Norveç, Bologna -İtalya, Brüksel -Belçika, Helsinki -Finlandiya, Krakov -Polonya, Reykjavik -İzlanda, Prag -Çek Cumhuriyeti, Santiago de Compostela -İspanya 2001 Porto -Portekiz, Rotterdam -Holanda
2002 Bruges -Belçika, Salamanca -İspanya
2003 Graz -Avusturya
2004 Genova -İtalya, Lille -Fransa
2005 Cork -İrlanda
2006 Patras -Yunanistan
2007 Lüksemburg, Sibiu -Romanya
2008 Liverpool -İngiltere, Stavanger -Norveç
2009 Linz -Avusturya, Vilnius -Litvanya
2010 Essen -Almanya, Peç -Macaristan, İstanbul -Türkiye
2011 Turku -Finlandiya, Tallinn -Estonya
2012 Guimarães -Portekiz, Slovenya
2013 Fransa, Slovakya
2014 İsveç, Latvia
2015 Belçika, Çek Cumhuriyeti
2016 İspanya, Polonya
2017 Danimarka, Kıbrıs
2018 Hollanda, Malta
2019 Italya

KUTU; İstanbul 2010 Ajansı Koordinasyon Kurulu


Koordinasyon Kurulu Başkanı Devlet Bakanı ve Başbakan Yrd: Hayati Yazıcı
Dışişleri Bakanı (Avrupa Birliği müzakerelerini yürüten Bakan) : Ali Babacan
İçişleri Bakanı: Beşir Atalay
Maliye Bakanı: Kemal Unakıtan
Kültür ve Turizm Bakanı: Ertuğrul Günay
İstanbul Valisi: Muammer Güler
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı: Kadir Topbaş
Danışma Kurulu Başkanı: Hüsamettin Kavi
İstanbul 2010 AKB Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı: Nuri M. Çolakoğlu


KUTU; 4 Elementin Kenti


İstanbul, yüz binlerce yıllık tarihinde, üç büyük imparatorluğun başkenti, üç semavi dinin, birçok medeniyetin buluşma noktası ve en önemlisi çağlar boyunca birlikte yaşam kültürünün hayat bulduğu bir kent. Biz de yaşamın sırlarını simgeleyen 4 elementi bu kentin özellikleriyle birleştirdik ve projeleri Toprak, Hava, Su ve Ateş elementleriyle temsil ettik. Dedik ki: İstanbul, '4 Elementin Kenti' başlıklı dosyasıyla, kendi gerçeğini görerek dünyayla bütünleşsin. Kendisini çağlar ötesine taşıyacak yeni kültürel projelere imza atarken İstanbul’un adı toprak, hava, su ve ateş kadar vazgeçilmez olsun...


NİSAN 2008 / İSTANBULUM

Hiç yorum yok: