10 Ocak 2008 Perşembe

Ölüm Oruçları Sürüyor

90 kişi yaşamın kıyısında
* Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının iddiasına göre ölüm orucundakiler anestezi yapılarak bayıltıldıktan sonra tedavi edilmeye çalışılıyor. Sivil toplum örgütleri, operasyonun can kaybı dışında 47 cezaevine yayıldığını, 290 olan ölüm orucu eylemcisi sayısının 1500'ü aştığını ifade ediyorlar.
**Cezaevlerine düzenlenen operasyon sırasında Çankırı Cezaevi'nde kendisini yakan Hasan Güngörmez dün tedavi gördüğü Ankara Numune Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. TAYAD üyesi aileler, F tipi cezaevlerinin bir an önce sivil toplum örgütleri ve basına gezdirilmesi gerektiğini tekrarladılar.

ALPER TURGUT'un haberi...

İçişleri, Adalet ve Sağlık bakanlıklarının ortaklaşa gerçekleştirdiği ''Hayata dönüş'' operasyonunın sonucunda ölü sayısı her gün artıyor. Operasyon sırasında Çankırı Cezaevi'nde kendini yakan Hasan Güngörmez , tedavi gördüğü Ankara Numune Hastanesi'nde dün yaşamını yitirdi. Çankırı Cezaevi'nde düzenlenen operasyonda kendini yakan ve Numune Hastanesi'ne kaldırılan DHKP-C üyesi Hasan Güngörmez'in vücudunda ağır yanıklar bulunuyordu. Çukorova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde önceki gün ölen Halil Önder 'in cenazesi ise dün Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde toprağa verildi. Jandarmanın mezarlık çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı defin işlemi sırasında, güvenlik güçlerine müdahale ettikleri gerekçesiyle aralarında Önder'in ağabeyinin de bulunduğu 11 kişi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.

Cezaevlerindeki açlık grevlerini sona erdirmek için gerçekleştirilen ''Hayata dönüş'' operasyonuna karşın ölüm orucu eylemi ise 71. gününe girdi. Özel tip, kapalı, E ve F tipi cezaevlerinde, hastanelerde 2 bin 18 tutuklu ve hükümlünün ölüm orucu ve açlık grevi eylemi devam ederken yaklaşık 90 kişinin ölüm sınırında olduğu belirtiliyor. Halkın Hukuk Bürosu avukatları, F tipi cezaevlerinde ''zorla tedavi'' operasyonlarının başladığını iddia ederek, ''Ölüm orucundakiler, anestezi yapılarak bayıltıldıktan sonra sakat kalma pahasına tedavi edilmeye çalışılıyor'' dediler.

Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarının organizasyonunda 8 bini aşkın jandarmanın katılımıyla 20 cezaevindeki ölüm orucu eylemini sona erdirmek için gerçekleştirilen ''Hayata dönüş'' operasyonu tepki toplamaya devam ediyor.

Sivil toplum örgütleri, operasyonun can kaybı dışında 47 cezaevine yayıldığını, 290 olan ölüm orucu eylemcisinin sayısının 1500'ü aştığını ifade ediyorlar. Özel tip, kapalı ve E tipi cezaevlerinde, Edirne, Kandıra, Sincan F tipi cezaevlerinde, hastanelerde tam 2 bin 18 tutuklu ve hükümlünün ölüm orucu ve açlık grevi eylemini sürdürdüğünü vurgulayan Halkın Hukuk Bürosu avukatları, ''F tipi cezaevlerinde, tutuklu ve hükümlülere sivil kişiler bakıyor. İnfaz koruma memurları cezaevinin içine alınmıyor. Bizleri bile üzerlerimizdeki giysilerin hepsini çıkartarak aramak istediler'' diye konuştular.

Avukatlar, tutuklu ve hükümlü aileleri, Yunus Balukoç, İbrahim Ekler, Deniz Kurt, İbrahim Dalku, Rasim Öztaş, Engin Çoban, Erkan Abata, Serkan Aydoğan, Serdar Salman, Sinan Yener, İsmail Şen, Veli Dikmen, Rıza Boyraz, Mehmet Doğan ve Bülent Özdemir 'in de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi tutuklu ve hükümlünün durumunun ağır olduğunu vurguladılar.
Halkın Hukuk Bürosu avukatları, meslektaşlarının sadece bir müvekkilleri ile görüşebildiğini belirterek şunları söyledi:
''Görüşeceği kişi tutuklu dahi olsa vekâletname olmadan görüşememektedir. Oysa yasaya göre tutuklu her zaman vekâletname olmaksızın avukatı ile görüşebilir. Görüşe gelmesine izin verilen tutukluların çoğu çıplaktı. Bizler kendi üzerimizdeki giysileri vermek zorunda kaldık.''
Avukatlar, 29 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı operasyon sonucu çok sayıda müvekkillerinin de kayıp olduğunu öne sürdüler.

'F tipleri gezdirilsin'

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi aileler, F tipi cezaevlerinin bir an önce sivil toplum örgütlerine ve basına gezdirilmesi gerektiğini belirterek ''Asıl şimdi gösterin, lüks otel gibi olan cazaevlerini, modern odaları'' dediler.

TAYAD'lı aileler F tipi cezaevlerinde kalan yakınlarının ölümün sınırında olduğunu öne sürerek şunları söyledi:
''Hücrelerde hiçbir ihtiyaçları karşılanmıyor. Tek tip elbise giydirmek için getirdiğimiz giysileri evlatlarımıza vermiyorlar. Su ihtiyaçları, banyo ihtiyaçları karşılanmıyor. Kaloriferleri yakmıyorlar. İçerde JİTEM'ciler kol geziyor. Ağır yaralı ve ölüm orucunda olan yakınlarımıza işkence mi yapıyorlar, tek kişilik hücrelerde örgüt baskısı olduğu için mi yakınlarımız ölüm orucunu sürdürüyorlar.''

Ölüm orucu 72. gününde. Sivil toplum örgütleri F tipi cezaevlerinin basına açılmasını istedi

90 mahkûm ölmek üzere

ALPER TURGUT

F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemi 72. gününe ulaşırken 1. ölüm orucu ekibindeki 99 tutuklu ve hükümlüden 90'ının bilinçlerini yitirdikleri ve ölmek üzere oldukları belirtildi. Bu ekipten 9 kişinin ''Hayata Dönüş Operasyonu'' sırasında öldüğü açıklandı. Operasyonun üzerinden 10 gün geçmesine karşın Çanakkale Cezaevi'nden Ali Osman Köse , Bartın Cezaevi'nden Hüseyin Özarslan ve Ceyhan Cezaevi'nden Hacı Demir' den hâlâ haber alınamadığı öne sürüldü. Tutuklu ve hükümlü aileleri, ''çok acil'' başlıklı açıklamalarında, ''toplama kampına'' ve ''işkencehaneye'' çevrildiğini iddia ettikleri F tipi cezaevlerinin bir an önce sivil toplum örgütleri ve basına açılmasını istediler.

Özel tip, kapalı ve E tipi 44 cezaevi, 3 F tipi cezaevi ve çeşitli illerdeki hastanelerde 2 bin 18 tutuklu ve hükümlünün ölüm orucu ve açlık grevi eylemi sürüyor. Eylemdeki tutuklu ve hükümlülerden 4'te 3'ünün ölüm orucu, geri kalanların da süresiz açlık grevinde olduğu vurgulandı.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi aileler, operasyonda kullanılan 20 bin gaz ve göz yaşartıcı bomba nedeniyle çok sayıda tutuklu ve hükümlüde gaz zehirlenmesi ve zehirlenmeden kaynaklı deri dökülmesinin bulunduğunu iddia ettiler. TAYAD'lı aileler şunları söylediler: ''Çocuklarımız Çanakkale'den Kütahya'ya yaralı olarak sevk edildiler. Ölüm orucundaki Semra Askeri hafızasını kaybetti. Özlem Civelek 'in vücudundaki 3 kurşundan biri kendi arkadaşları tarafından çıkarıldı. Işıl Eylem Bardak 'ın göğsünde şarapnel parçası var.''
Aileler, cezaevlerine temizlik malzemesi, yiyecek, giyecek, çay, sigara dahil hiçbir malzemenin alınmadığını vurgulayarak tutuklu ve hükümlülerden Ergül Acer 'in kafa, kol ve bacaklarında kırık bulunduğunu, Ümit İlter 'in 2 bacağının kırıldığı, Tayyar Sürül 'ün sağ ayağından vurulduğunu, Bülent Özdemir 'in de 3 yerinden kurşunlandığını belirttiler.

Çanakkale E Tipi Cezaevi'nden Manisa E Tipi Cezaevi'ne sevk edilen Sevgi Erdoğan , Zeliha Kuyupınar , Yurdagül Işık , Vicdan Şahin , Özgür Güdenoğlu , Mehtap Tayboğa , Kevser Mızrak , Yıldız Pınar' ın cezaevi revirinde bulundukları bildirildi.

Aileler, Özgür Güdenoğlu'nun sol el parmağının kırık olduğunu, Sevgi Erdoğan'ın ölüm orucu eylemini sürdürdüğünü, ölüm orucundaki Yıldız Pınar'ın kafasında darp izlerinin olduğunu açıkladılar.

Aileler ve avukatlar, operasyonun üzerinden 10 gün geçmesine karşın Çanakkale Cezaevi'nden Ali Osman Köse , Bartın Cezaevi'nden Hüseyin Özarslan ve Ceyhan Cezaevi'nden Hacı Demir 'den hâlâ haber alınamadığını ifade ettiler.

Demokratik Mücadele Platformu'ndan (DMP) yapılan açıklamada, Edirne F Tipi Cezaevi'nde 20 kişinin ölüm orucunu bıraktığı şeklinde yayımlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığı öne sürülerek ''Cezaevlerinde PKK davası dışındaki tüm siyasi tutuklu ve hükümlüler ölüm orucu ve açlık grevi eylemi yapıyor. F tipi cezaevlerinde insanlar yaralı, aç ve ölüm sınırına gelmiş olmalarına karşın işkence görüyorlar. Tutuklu ve hükümlülerin taleplerine bugün can güvenlikleri ve saldırılardan kaynaklanan yaralarının tedavisi de eklenmiştir'' denildi.

Cezaevleri

Birinci grubun ölüm orucu 73. gününde

ALPER TURGUT

F tipi cezaevlerine karşı siyasi tutuklu ve hükümlülerce başlatılan ölüm orucu eylemi 73. gününe girerken 1. ölüm orucu ekibindeki 90 tutuklu ve hükümlünün 'ölüm-kalım' savaşımı sürüyor. Avukatlar, F tipi cezaevlerinde müvekkilleriyle görüşmelerde zorluklar yaşadıklarını belirtirken aileler, Türk Tabibler Birliği üyelerinin bir an önce cezaevlerine girerek tedaviye başlamalarını istediler.

Özel Tip, Kapalı, E ve F tipi cezaevleri ile hastanelerde 2 bin 18 tutuklu ve hükümlünün açlık grevi ve ölüm orucu eylemi devam ediyor. Ölüm orucundaki Semra Askeri , Erkan Kaya ve Fatma Ersoy 'un bilincinin kapandığı, Edirne F Tipi Cezaevi'nde kalan TKP(ML) cezaevleri temsilcisi Aydın Hambayat 'ın bacağında kurşun olduğu, Ali Karataş 'ın gözlerinin görmediği, Dursun Önder 'in kafasında şarapnel parçaları olduğu, Ufuk Keskin ve Özgür Çelik 'in şeker komasına girdiği, Hasan Hüseyin Mert ve Rıza Boyraz 'ın, vücutlarındaki yaralar nedeniyle komaya girdiği belirtiliyor.

Halkın Hukuk Bürosu avukatları, çok sayıda hükümlünün avukatı olmadığını, olanların da vekâletname istendiği için müvekkilleri ile görüşemediğini belirtti.
Avukatlar, F tipi cezaevlerinde açlık grevi ve ölüm orucunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaralarının tedavi edilmediğini ve yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirttiler.
Avukatlar Mesut Gündoğdu ve Hüseyin Aygün , Elbistan Cezaevi'ndeki müvekkilleri Cengizhan Pilav , Kazım Keleş , Satı Kılıç , Aydın Keser ve Sinan Doğan 'ın tüm eşyalarının ve temsilcilik haklarının ellerinden alınıp hücrelere konulduğunu anlattılar. Avukatlar, ''Biz avukatlara da girişte güçlükler çıkartıldı. Yasal açıdan gerekmediği halde savcılık izni almamızı söylediler. Ailelerinin getirdiği malzemeleri kendilerine veremedik. Bu olaylar, Elbistan'da da F tipi uygulamasına geçildiğinin göstergesidir'' dediler.

Cumhuriyet Gazetesi / 2000

Hiç yorum yok: