21 Ocak 2008 Pazartesi

Deprem riskine karşı Geoduvar…


ALPER TURGUT

Geosentetik duvar, çevreye duyarlı, doğal yapıya uygun yeni, estetik, uzun ömürlü ve oldukça kullanışlı bir sistem… Artık görüntüsü kaba ve maliyeti daha yüksek olan beton duvar yerine geosentetik tekstil malzemesi ve doğadaki uygun sıkışabilir malzeme kullanılıyor. Ve dahası bu malzeme, ısıdan ve nemden etkilenmiyor. Uygulamada ise hiç demir kullanılmadığından korozyon riski de ortadan kalkıyor ve yapı 120 yıl sapasağlam kalabiliyor. Bakım gerektirmeyen Geoduvar, deprem sırasında gücü yapıya eşit olarak dağıttığı için dünyada da depremde en güvenilir sistem olarak biliniyor.

ABD ve Kore’nin kullanım ve ithal konusunda öncülüğünü üstlendiği geotekstil (zemin için yapılmış tekstil), yakın zamanda Türkiye’de de üretilmeye başlandı. Türkiye böylelikle gelecekte, Hollanda, ABD ve Yunanistan’dan bu malzemeyi ithal etmek zorunda kalmayacak. Erozyona karşı da etkin bir çözüm olan geosentetik, suyun akış hızını kesmesinin yanı sıra tohum hazneleri sayesinde tohumun akmasını önleyerek kolay yeşillenmeyi sağlıyor. Sistem, nehir yatağı korumaları, dalgakıran, menfez gibi yapıların yanı sıra bahçe istinatları gibi bireysel kullanım alanlarında da uygulanabiliyor. Geosentetik donatılı istinat yapıları, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde yeni yeni kullanılıyor. (Geosentetik malzemesi, özel polimerden yapılmış bir ürün… Geo, coğrafya ve zemin anlamına geliyor. Zeminde kullanılan tekstile de geotekstil deniliyor)

Türkiye Geosentetikler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Togan Alper, geosentetik duvarın Türkiye’de ilk kez 1999 yılındaki büyük Marmara Depremi öncesinde denendiğini belirterek, “Altunizade’de karayollarının bir işiydi bu… Datalar toplandı ve gayet iyi bir sonuç ortaya çıktı. Zaten ilk kez 1960’lı yıllarda deprem bölgesi olan ABD’nin Kaliforniya eyaletinde kullanıldı bu sistem. Los Angeles ve San Francisco’dan sonra Japonya’nın Kobe kentinde de sağlamlığı bir kez daha belgelendi. Bilim adamları, Geoduvar’ın güvenilirliği konusunda ortak bir noktada buluştular. Böylelik deprem ve erozyona karşı gücünü kanıtlayan bu sistem tüm dünyaya yayılmış oldu.” diye konuşuyor.

Özel sektörde, karayollarında ve çok özel otoyollarında, iyi bir performans sergilediği için tercih edilen geoduvarın, geleceğin yapı modeli olduğunu vurgulayan Alper şunları söylüyor:

“Örneğin Karadeniz otoyolundaki Ordu geçişinde, 27 metre yükseklikteki bir istinat yapısını, Baltalimanı’ndan ikinci köprüye çıkan yolda 23 metrelik istinat duvarını inşa ettik.
Bu yükseklikteki toprağı sadece tekstil tutuyor. Yani beton, demir gibi klasik yöntemlerde kullanılan malzeme bu sistemde yerini doğayla dost malzemelere bırakıyor.
Asfalt konusunda da geotekstil, biçilmiş bir kaftan… Alt yapının zayıflığı nedeniyle, yollarda delikler oluşur, asfalt çatlamaya başlar. Geosentetik malzemeyi, toprak dolgusunun altına koyarak mükemmel bir zemin yaratıyorsunuz. Hem asfalt maliyetinden kurtuluyorsunuz hem her sene yapılan yol çalışmaları nedeniyle trafik aksamıyor. Trafikte harcanan benzin parası da sahibinin cebinde kalmış oluyor. Ancak şu unutulmamalı. Bu genel mühendislerin bilmediği yeni bir uzmanlık konusu… Çok güvenli olan bu sistem basit çalışıyor ancak uzman mühendis ve müteahhitlerin işin başında durması gerekiyor.”


Cumhuriyet Hafta Sonu

Hiç yorum yok: