ALPER TURGUT
Günümüz toplumunu saran en önemli rahatsızlıklarından birinin adıdır stres. Hayatın her alanında karşımıza çıkan ve kelime anlamı gerginlik olan bu durum kendini: sürekli vücut ağrıları (baş ve kas ağrıları çoğunluktadır), uyku bozuklukları, iştah azalması, yorgunluk, halsizlik, aşırı sinirlilik gibi belirtilerle gösterir... Özellikle büyük kentlerde var olan kozmopolit yapı ve beraberinde gelen kaotik yaşam tarzı, gündelik hayatın olumsuz yansımalarıyla birleşince, fiziksel hastalıklar ve psikolojik rahatsızlıkların kapımızı çalması kaçınılmazdır... İş stresi ise bireyde sarsıntıya yol açan bu gerginliğin en önemli ve en zorlu halini gözler önüne serer. İş stresi; genel olarak, iş ortamının çalışandan beklentileri ve çalışana sundukları ile çalışanın yetenek, kaynak ve gereksinimleri uyuşmadığı zaman belirir. İş stresi, kişinin "iyilik" halinin bozulmasına, hatta iş kazalarına bile yol açabilir. Ve ne yazık ki, depresyon, çöküntü ve tükenmişlik çok fazla rastlanılan bir olgu olarak karşımıza çıkar. Aslında işyerinde yaşanan tam anlamıyla travmadır. Kariyer beklentisi insanı yiyip, bitirir. Ve Rekabet... İş dünyasının tuzu, biberi... Ancak unutulmamalı... Her şeyin fazlası zarardır. Uzmanlar, "Rekabet, stres düzeyini fazla artırır ise performans düşmeye ve kurumsal olumsuzluklar yaşanmaya başlanır. Bu durumdan hem çalışanlar ve aileleri hem de kurumlar zarar görebilir. Rekabetin aşırısı bireyi motive etmek, performansını artırmak yerine işinden soğutabilir, kurum ortamını bozabilir ve performans düşüklüğüne neden olabilir" diyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yöney, iş hayatında yaşanan stresten dolayı oluşan anlık kriz ve gerginliklerin, çözümü için iletişimin şeffaf olmasını öneriyor. Yöney, bir kurumun imajında çalışanların stresi nedeniyle oluşacak gerginlik ve krizlerin çok önemli hasarlara yol açabileceğinden, kurumların hassas davranması ve çalışanlarıyla ortak çözüm yollarına gitmesinin altın bir kural olduğunu ifade ediyor. Zaten günümüzde birçok kurumda, psikolog ve danışmanlar da görev yapıyor. Ancak çalışanların genellikle kurum içindeki danışmanlara tam olarak güvenemedikleri de bilinen bir gerçek... Artık, tüm dünya özellikle verimlilik ve iş huzurunun yaşama geçirilmesi konusunda, 'dışarıdan destek sistemi' nin önemini kavramış görünüyor. Hem çalışan hem de yönetenlerin, 'dışarıdan destek sistemi' sayesinde, başarılı sonuçlar alabiliyor. İş stresiyle mücadele konusunda uzman olan Yöney, "Avrupa ülkelerinde dışarıdan hizmet veren çalışan destek platformları ile bu sorun oldukça yüksek oranda aşılmıştır. Bu sistem sayesinde kişi dışarıdan gerek anlık gerek sürekli olarak destek alabilmektedir. Sadece stres değil daha verimli nasıl olabilecekleri konusunda dahi olumlu sonuçlara ulaşılmasına destek olan bir sistemdir" diye konuşuyor.
UZMAN DESTEĞİ
Çalışan Destek Hizmetleri'nin, dünyada 1960'lı yıllarda başladığını, 70'lerden itibaren uluslararası etik kurallarını belirleyen mesleki örgütlerinin kurulduğunu ifade eden Yöney, dışarıdan destek sisteminin Türkiye'de yeni yeni uygulanmaya başlandığının altını çiziyor: "Çalışanlardaki stres kurumsal nitelikli ise, o zaman kurum yöneticilerinin bu konuyu ele almaları gerekir. Strese maruz kalan birey de olsa, bu konuda kurum bazında da çalışmalar yapılmalıdır. Aksi takdirde bireyin kendi için gösterdiği çabalar, geliştirdiği sorun çözme teknikleri işlerlik kazanamaz. İş ortamındaki stresin azalmasıyla artacak olan birey performansı, kurumun başarısını yükseklere taşıyacaktır. Bu amaçla yöneticiler; çalışanlarını destekleyen, merkeziyetçi politikadan uzak, bireylere karar alma yetkisi tanıyan, iletişimin rahatça sağlandığı organizasyonel bir temel oluşturulmalıdır. Yapılan net kariyer planları belirlenen stratejiler de yöneticilerin çalışanlara yapacağı bir danışmanlık desteğidir."
Avita Çalışan Destek Programı'nın, telefonda 24 saat sunduğu destek hizmetiyle çalışan kişilere danışmanlık yaptığını vurgulayan Dr. Selçuk Tiftik ise şunları söylüyor: "Konusunda deneyimli psikologlar, doktorlar, hemşireler, avukatlar ve diğer danışmanların oluşturduğu uzmanlarımız, geniş hizmet sağlayıcı ağımız, bilgi işlem altyapımız, gelişmiş çağrı merkezimiz ile 7 gün 24 saat strese karşı mücadele ediyoruz".
FAKTÖRLER
Ağır iş yükü, mola aralarının çok uzun olması, uzun çalışma saatleri ve vardiyalı çalışma, çalışanın becerilerini ortaya koyamaması, çalışanın kontrol duygusunun az olması, çalışanların karar verme sürecine katılmaması, organizasyonda zayıf iletişim ve insanlar arasında yakınlık duygusunun olmaması, kurum içi iletişimin yetersiz olması, kafa karıştırıcı ve belirsiz iş beklentileri, aşırı sorumluluk verme, fazla görev yükleme, iş güvensizliği, büyüme-ilerleme-gelişme fırsatlarının eksikliği, çalışanları hazırlıksız yakalayan ani değişimler, yönetsel destek azlığı, iş arkadaşlarının desteklememesi, zaman baskısı, kariyer gelişim olanaklarının kısıtlı olması, iş rollerinin net olmaması, gereğinde başvurulabilecek bir merciin bulunmaması, ücret eşitsizlikleri, istikrarsız çalışma, sık bölüm değiştirme, görev ve rol belirsizliği, terfi konusundaki fırsat azlığı, merkeziyetçilik, aşırı derecede resmiyet, işçi işveren, personel yönetici çatışması...
Cumhuriyet Hafta Sonu / 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder