11 Ocak 2008 Cuma

Asya; “Müzik her şeyden güzeldir…”




Hedefim Kalıcılık


ALPER TURGUT



Kalıcı olmak ve klasik şarkılara imza atmak… İşte Türk Pop Müziği’nin özgün seslerinden biri olan Asya’nın hedefleri… Onu hüzünlü, içten ve romantik şarkılarıyla tanıyoruz. Evet, Asya 5 yıl aradan sonra çıkardığı 5. albümü “Aşktır Beni Güzel Yapan” ile tekrar aramızda… Bu albüm, iki yıllık bir emeğin, uykusuz gecelerin ve alın terinin ürünü… Asya albümündeki şarkıların sözleri yazdı, müziklerini besteledi, prodüktörlüğünü üstlendi ve yorumladı. “Müzik her şeyden güzeldir” diyor Asya, kısa bir melodinin bile sizi başka dünyalara taşıyacağı ve hüznünüzü sevince dönüştüreceği inancıyla…

— “Dönmem Yolumdan” ile “Aşktır Beni Güzel Yapan” arasında tam 5 yıl var. İki albüm arasında neler yaptınız?

Müzik olmasaydı ne olurdu. Düşünmek bile istemiyorum. Çünkü müzik her şeyden güzeldir. Aşktır Beni Güzel Yapan adlı albümümdeki 10 şarkı da bana ait. Sadece iki parçanın müziklerini Gürsel Çelik yaptı. Bunun dışında albümümü kendim finanse ettim. Her şeyiyle ben ilgilendim. Albüm iki yıllık bir emeğin ürünü… Artık şarkıcılıkta tecrübe sahibiyim. Sahne ve şarkıcılık deneyimimin, okuduğum ve izlediklerimin bana katkısı var. Söz yazmadan önce bol bol şiir okuduğumu da eklemek isterim. Geriye kalan zamanlarımı ailemle geçirdim ve çok sayıda resim yaptım. Son 3 yıldır resimle uğraşıyorum. Ağırlıklı olarak yağlı boya ve pastel… Modern resim çalışıyorum. Yeni renkler öğreniyorum, hayallerimi resmediyorum. Resim bana yaşamla ilgili detayları görmeyi öğretti.








— Bu aynı zamanda bir terapi mi?

Evet bu bir terapi… Beyoğlu’nda bir atölyeye devam ediyorum. Beyoğlu’nun iki yüzü var. Bir yanda kültür ve sanat diğer yanda batakhaneler. İnsanlar, yüzlerini güzele doğru çevirmeliler… Resimlerimi biriktiriyorum ve en yakın zamanda bir sergi açmak istiyorum. Resimleri bir vakıf yararına satmayı düşünüyorum. Sırada hat çalışmak ve heykel yapmak var. Birkaç hafta içinde bana ait asyaonline.net adlı internet sitesi açılacak onunla da ilgileniyorum.







— Kızınızın da sizin gibi şarkıcı olmasını ister miydiniz?

Evlat sahibi olmak en büyük hayalimdi. Aslı şu an 11 yaşında ve 5. sınıfa gidiyor. Son 3 yıldır piyano eğitimi alıyor. Sesi şarkıcılığa pek yatkın değil. Yani gözlemlediğim kadarıyla şarkıcılık konusunda pek parlak değil. Ancak kendini müziğe adamak sadece şarkı söylemekle olmuyor. Kızımın iyi bir müzisyen olmasını isterim.



— Ailenizin olması sizin magazin malzemesi haline getirilmenizi de engelliyor sanırım?

Eşim ve beni bir yemekte görüyorlar ve çekim yapıyorlar. Ancak çekilen bu görüntüler yayınlanmıyor. Çünkü bunun magazin değeri yok. Ben arkadaşlarımla dışarıda bir kahve bile içemiyorum, yanlış anlaşılmasın diye… Sonra hem ben hem de eşim üzülür. Anne olmak bana birçok katkısı sağladı. Biliyorum ki, benim korumam gereken değerlerim var.
Türk toplumu çok muhafazakâr ve her yer İstanbul değil. Kanaatimce Anadolu daha derli toplu… Analar ve babalara çok iş düşüyor. Hayatın içinde birçok tuzak var. Değerler yitirilmesin ve gençler kötü şekilde etkilenmesin. Bana ulaşabilen dinleyicilerim, eteğimin boyuna dahi karışıyor. Uyarıları dikkate alıyorum ve bu ilgiden hayli memnunum. Magazin gazetecilerine de haksızlık etmek istemem. Birçok manken, oyuncu ve şarkıcının yılışık ve sulu hareketlerini ekranlardan görüyoruz. Ortam gerçekten çok kötü ve bu bir süre daha sürecek gibi…

— İnternet ile birlikte şarkı indirmek bedava oldu. Albüm satışlarının dibe vurması hemen hemen tüm şarkıcıların ortak derdi… Sizce nasıl çözülebilir bu sorun?

Bu işte artık para yok. Gençler diledikleri şarkıyı internetten indiriyorlar. Korsan CD’ler ise başka bir bela… Devletin bu soruna el atma vakti geldi ve geçiyor. Bir yandan da insanlara hak vermemek elde değil. Mesela bir üniversite öğrencisi istediği albümleri nasıl alacak. Günümüzde albümleri genellikle maddi durumu iyi olanlar, arşiv yapanlar, müziği ve şarkıcıyı sevenler alıyor. Şarkı söyleyerek yaşamını idame ettiren insanlara ise sahne, konser, özel geceler ve festivaller kalıyor. Barlarda sahne almak yıpratıcıdır. Ben yıllardır yapmıyorum. Özel geceler ve festivaller bir şarkıcının kurtarıcısıdır.


— Yeni nesil pop şarkıcıları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Örneğin son bir yılda ortaya çıkan şarkıcılar arasında aklımda kalan bir isim yok. Müzik sektörü, son yıllarda panayır yerine döndü. Televizyonlar, birbirine benzeyen şarkıcılar ile onların birbirine benzeyen şarkılarının akınına uğramış durumda… Popüler olma hevesiyle şarkıcılığa soyunuyorlar. Ağır bir eleştiride bulunmak istemem ancak birçoğunda canlı performans hak getire… Dijital kayıtlarla sesleri düzenleniyor sonrası ise pleybek… Yaratıcılıktan yoksunluk, yakışmamışlıkla buluşuyor. Tekdüze ve eğreti… Televizyonda izliyorum. Şarkıcı yok boğazım kötü yok sesim kısık diyerek çeşitli numaralar çeviriyor. Bir albümün çıkması için çok para harcanıyor. Sesin güzel değilse yazık değil mi? Sesi kötü şarkıcıları zaten halk da beğenmiyor. İkinci veya üçüncü kasetlerini çıkaramadan silinip gidiyorlar. Bakıyorum, birçok ülkede müthiş sesler ve çok kaliteli işler çıkaran insanlar var. Ülkemizdeki pek çok şarkıcı ve şarkıcı adayındaki en önemli eksiklik ise sanırım altyapılarının olmayışı…

— Bunca karmaşanın arasında hedefiniz nedir?

Sanatta son durak yok. Bence sanatçı olmak, çarçabuk tüketilmeyen kalıcı eserler bırakmakla eşdeğer… Şarkıcı ve oyunculara sanatçı denilmemeli, bu paye kolay verilmemeli. Yaratıcı insanlara haksızlık edilmiş olur. İşte bu nedenle hedefim kalıcılık… Şarkılarımın klasikler arasına girdiğini görmeyi arzuluyorum. Nilüfer, Ajda Pekkan, Sezen Aksu... Onlar bunu başardı. Tarkan’ı da çok beğeniyorum. Son albümünü (Metamorfoz) çıkar çıkmaz aldım. Ben romantik şarkıları kendime daha çok yakıştırıyorum. Şarkılarım beğenildiyse inanın dünyanın en mutlu insanı ben oluyorum. Ve bana kalsa ve elimden gelse şarkılarımın hepsini yavaş parça yaparım. Ama hızlı parçalara da ihtiyaç var. Albümümdeki iki parça çok hareketli… İnsanlar karabulutlarını dağıtsın ve eğlensinler diye… Bundan sonraki albümümü kafamda tasarlamaya başladım. Ve araya yıllar girsin istemiyorum. Çığlık atan bir şeyler olsun. Dileğim bu… Göksel Çelik’in aranjmanlığında, İspanyol tarzı, yüksek frekanslı 4, 5 şarkıyı albümüme koymayı düşünüyorum. Ama öncesinde remix bir albüm gelebilir.






Portre; Asya

Eskişehir’de 1965 yılında dünyaya gelen Asya (Tülay Keçialan), müziğe ilkokul yıllarında ilgi duymaya başladı. Lise yıllarında şarkıcılığa adımını atan Asya, Milliyet Gazetesi’nin Liselerarası Müzik Yarışması’nda birinci seçildi. (Türk Halk Müziği dalında) Lise bitince önce Bodrum ardından da Ankara’da Tülay Saygın sahne adıyla şarkı söyleyerek müzik hayatını sürdürdü. 1990 yılında Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali'ne "Zamanda Gezinti" isimli şarkı ile katıldı. 1991 yılında Nilüfer ile tanışan ve onun vokalisti olan Tülay Keçialan (Evlenince Tülay Kaygusuz oldu), 1994 yılında Asya (bu ismin kendisine yakıştığını düşünüyor) adını aldı. Asya, bugüne dek “Asya 1994”, “Asya 1996”, “Masum” (1999), “Dönmem Yolumdan” (2002) ile “Aşktır Beni Güzel Yapan” (2007) adlarını taşıyan 5 albüm çıkarttı. En bilenen şarkılarının arasında, liste başı olmayı başarabilmiş “Vurulmuşum sana”, “Olmadı yar”, “Yoksun Sen”, “Romantik aşk”, “İsyankâr”, “Beni Aldattın” ve “Nazara Geldik” sayılabilir.
FOTOĞRAFLAR: UĞUR DEMİR
CUMHURİYET HAFTA SONU / 12 OCAK 2008

Hiç yorum yok: