18 Aralık 2008 Perşembe

Maraş'ı unutturmamak için 30 yıl sonra sokağa




Maraş Katliamı'nın yıl dönümünde protesto mitingi düzenlemeye hazırlanan demokratik kurumlar bugün bir yürüyüş düzenledi. Halkı, Maraş'ı unutmamak, katliamcıları lanetlemek ve adalet için 21 Aralık'ta Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünde buluşmaya çağırdı.


Maraş Katliamı'nın 30. yıl dönümü miting düzenleyerek lanetlemeye hazırlanan sendikalar, demokratik kurumlar ile siyasi parti ve platformlar, 5 Ocak Meydanı'nda toplandı. Çakmak Caddesi güzergahından yürüyüş düzenledi, İnönü Parkı'nda bir basın açıklaması yaptı. Halkın ilgisinin yoğun olduğu eylemde, Adanalı işçi ve emekçiler, devlet katliamının sorumlularının yargılanması ve adalet için mitinge davet edildi. Emekçiler desteklerini alkışlarıyla ifade etti.

Katliamı unutmak mümkün değil

Eylemde açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Şube Başkanı Güven Boğa, Maraş Katliamı'nın 12 Eylül cuntasına giden yolda gerçekleştirilen bir organize bir saldırı olduğuna işaret etti. Katliamı CIA ve kontrgerillanın tezgâhladığını ifade etti. “Önce bir sıkıyönetimi, sonra askeri bir darbeyi kolaylaştırmak için faşistler tarafından gerçekleştirilmiş olması, bugün büyük bir şaşkınlık ve suskunlukla geçiştirilmeye ve unutturulmaya çalışılmaktadır” diyen Boğa, katliamı unutmanın mümkün olmadığı dile getirdi.


Katliamın arkasında devlet olduğuna işaret eden Boğa, “Maraş katliamının tertipçileri yalnızca sıkıyönetim ilan ettirmekle amaçlarına ulaşmış olmadılar. Katliamın uzun vadeli ve kalıcı etkileri sonraki yıllarda çok daha ağır sonuçlarıyla ortaya çıktı” dedi.

Katlettiler, darbe yaptılar, korundular...

Eğitim-Sen Şube Başkanı Boğa, 1978'te Maraş'ta gerçekleştirilen katliama ilişkin şu bilgileri verdi:
“Mahkeme tutanaklarında gösterildiği şekilde, katliamdan önce saldırılacak evlerin kendilerini belediye görevlisi olarak tanıtan MHP'Iiler tarafından işaretlenmesi, hangi evde ne kadar silah bulunduğunun araştırılması, katliam için çevre ilçe ve köylerden adam getirilmesi, sinemaya bomba atılarak yaratılan provokasyon, olaylar sırasında 'Aleviler camiyi bombaladı' yalanlarının ortaya atılması, katil sürülerinin sokaklarda ellerinde MHP bayrakları ve dillerinde MHP sloganları ile dolaşması; katliamın CIA ve kontrgerilla kitaplarında yazıldığı biçimiyle ve CIA'nın, kontrgerillanın o günkü Türkiye'de yaratılmasını istedikleri ortamı yaratmak için faşistler tarafından yapılmış olduğunun kanıtları değil de, başka nedir?


Maraş’ta 19 Aralık 1978’de başlayan kanlı saldırılar günlerce sürmüş ve kelimenin gerçek anlamıyla karşı-devrimci çetelerin katliam ve yağmasına dönüşmüştür. Faşist ve gerici güçlerin başını çektiği muhafazakâr, mutaassıp küçük-burjuva ve lümpen kitleler 'bugün cihat günüdür, Alevileri öldüren cennete gider', 'komünistleri bırakmayın' sloganları eşliğinde saldırılarını günlerce sürdürmüşlerdir. 24 Aralık günü de saldırılar tüm şiddetiyle devam etmiş ve CHP, TİP, TİKP, POL-DER, TÖB-DER binaları yakılıp yıkılmıştı. Saldırılar sonucunda 111 kişi ölmüş, Alevilerin ve solcuların evleri ve işyerleri yakılıp yıkılmış, Alevi nüfusun yüzde 80’i Maraş’ı terk etmiştir.

1979 yılı sonlarında karara bağlanan Maraş Davası'nda 22 sanık hakkında idam cezası verildi. Yüzlerce insanın katledilmesini konu edinen bir davada bu rakamın komik olması bir yana idam alan hiç bir sanık hakkındaki bu karar, 12 Eylül Askeri Darbesi'nden sonra bile infaz edilmedi. İdam cezası onananlar bile 10-15 yıl hapis cezası yatarak tahliye oldular. Ama asıl önemlisi, bu davada yargılanan ve ceza alanların içinde katliamın gerçek tertipçilerinin ve ele-başlarının yer almamış olmasıdır. Birçok tanık tarafından, gerici güruhu alevi ve solcu yurttaşların yaşadığı mahalle ve evlere yönlendiren, katliamı yöneten yüzleri maskeli ve silahlı kişiler olarak tarif edilen ve katliamın gerçek sorumluları olduklarına şüphe olmayan kişilerden yakalanan bile olmamıştır.”

Katliamcılar yargılanmadan hukuk ve adalet olmaz

30 yıl önce Maraş’ta yaşanan katliamdan 2 yıl sonra ABD işbirlikçisi faşist generallerin darbe yaptığını hatırlatan Boğa, cuntanın işkence, gözaltı ve katliam anlamına geldiğini söyledi. 12 Eylül uygulamalarını hatırlatan Eğitim-Sen Şube Başkanı Boğa, devlet katliamlarının sürdüğünü belirtti. “Türkiye tarihinden kan akıyor, katiller ise hep cezasız kalıyor! Bu tarih değişmeli” dedi. “19 Aralık, Ulucanlar Hapishanesi, Diyarbakır Hapishanesi, Buca Hapishanesi, Ümraniye Hapishanesi , Gazi, Sivas, 2 Temmuz, 16-17 Nisan, İnciraltı, Tarsus, Maraş, Çorum, 16 Mart, Bahçelievler, 1 Mayıs 1977, 1969 Kanlı Pazar, 6-7 Eylül, Hangisinde katiller yargılandı? Hangisinde ceza aldılar?” diye sordu. Katliamcıların açığa çıkarılmadığı, yargılanmadığı bir ülkede, hukuk ve adaletin yerini bulamayacağını vurguladı.


21 Aralık'ta mitinge

Katillerin, darbecilerin, işkencecilerin yargılanması gerektiğini söyleyen Eğitim-Sen Şube Başkanı Boğa “21 Aralık 2008 Pazar Günü Adana’da Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünde saat:12.00’de başlayacak olan mitinge Türkiye’nin birçok ilinden katılım olacak. İlimizde 30 yıl sonra gerçekleştireceğimiz bu mitingi çok önemsiyoruz. Benzer acıların bir daha yaşanmaması için tüm halkımızı bu mitinge yoğun olarak katılmaya çağırıyoruz” diye belirtti.
Eylemde sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Eşit yurttaşlık istiyoruz”, “Gerici faşist kadrolaşmaya hayır” sloganları atıldı. Kurumlar açıklamanın ardından bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.


Mitinge katılacak kurumların isimleri şu şekilde:
Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Tunceliler Kültür Tanıtma Ve Yardımlaşma Derneği, Yüreğir Cem Birleşme Ve Dayanışma Kültür Derneği, Bulamlar Çevre Köyleri Dayanışma Derneği, KESK, DİSK, TMMOB, TTB, ESP, DTP, SDP, İHD, EMEP, ÖDP, DHP, Halkevleri, Sosyalist Parti, Dev-Lis, Akader, Devrimci Alevi Komitesi, TÖP, HAK-PAR, CHP, SHP, DSP ve SEH Girişimi.


Bu yazı ATILIM'dan alınmıştır...

Hiç yorum yok: