5 Aralık 2008 Cuma

Adalete Karşı Safları Sıklaştırmak

Türkiye’de Polis Şiddetiyle Mücadele Önündeki Engeller





İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) 5 Aralık 2008 günü açıkladığı 80 sayfalık "Adalete Karşı Safları Sıklaştırmak: Türkiye'de Polis Şiddetiyle Mücadele Önündeki Engeller" adlı raporundan...



Cumhuriyet gazetesinin kıdemli muhabirlerinden Alper Turgut’un davası, bu raporda ele alınan diğer davaların aksine kapandı. Turgut’un adalet arayışı, polis şiddetinden şikayet söz konusu olduğunda Türk bürokrasisinin safları nasıl sıklaştırdığına çok iyi bir örnektir.



1 Mayıs 2008’de İstanbul’da göstericilere, sendikacılara, gazeteci ve başkalarına yönelik ağır polis şiddeti aslında geçen yılki 1 Mayıs’ın biraz daha şiddetli bir versiyonuydu. 1 Mayıs 2007’de en az sekiz gazeteci İstanbul sokaklarında yaşananları haber yapmaya çalışırken dövülmüştü. Alper Turgut’un başına gelenler son derece tipik bir olaydı. İfadesine göre, kendisine yaklaşmakta olan polise basın kartını gösterdiğinde polis “çok iyi” diyerek yüzüne biber spreyi sıkmış, testislerine tekme atmış ve copla vurmuş. İki gazeteci, Aynur Çolak ve Berat Günçıkan bu olaya şahit oldu.



Turgut’a göre bu muamele polisin, asttan üste, basına karşı hissettiği derin antipatinin bir göstergesi: “Hiyerarşik yapı gözönüne alındığında polisin üstlerinden emir almadan böyle davranması mümkün değil.”



Turgut derhal İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve (kimliği belirsiz) sorumlu polis memurları hakkında, vücudunda kötü muamele izleri olduğunu belirtir bir tıbbi raporla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulundu. On ay sonra tek bir polis hakkında bile ne adli ne idari herhangi bir soruşturma yürütülmeye gerek görülmediğini öğrendi.


Memurların Yargılanması Hakkında Kanun’a göre, işkence ve kötü muamele suçları hariç kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanması iddialarının soruşturulması izne tabidir. 11 Şikayete konu olan kişilerin üst düzey olmaları sebebiyle soruşturma izni Yargıtay’dan talep edildi. Yargıtay baş savcısı vali, emniyet müdürü ve çevik kuvvet müdürü hakkında adli soruşturma açılması talebini, görevi kötüye kullandıklarına dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle reddetti. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Turgut ve olayın iki görgü tanığının ifadelerini aldı.


10 Ocak 2008’de Alper Turgut kendisine saldıran kimliği belirsiz polisler hakkında da, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün görüşü alınarak Valiliğin soruşturma izni vermediğini öğrendi. Bu karar beş ay önce, 27 Temmuz 2007’de alınmış ve kendisine bildirilmemişti. 12 Mart 2008’de İstanbul Başsavcısı, aralarında Alper Turgut’unkinin de bulunduğu 38 ayrı polisin kötü muamelesi ile ilgili şikayet hakkında takipsizlik vararı verdi. Kararın gerekçeleri arasında polisin orantısız güç kullandığını gösterir “yeterli, kesin ve ikna edici” kanıt bulunmaması da yer alıyordu.


Ancak İstanbul 9.İdare Mahkemesi 21 Nisan 2008’de farklı bir karar verdi ve “(Alper Turgut’un) hiç şüphesiz güvenlik güçlerinin kötü muamelesine maruz kaldığı”nı söyleyerek, Turgut’un sembolik olarak talepte bulunduğu 1000 YTL tazminatın ödenmesine hükmetti.


Not; İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bu raporu Avrupa ve Orta Asya Bölümü’nde araştırmacı olan Emma Sinclair-Webb tarafından hazırlandı. Program Ofisinden Ian Gorvin ve Andrew Mawson ile Hukuk ve Politika Bölümünden Aisling Reidy gözden geçirme ve redaksiyonunu yaptı. Özlem Dalkıran ve Veysel Eşsiz ise Türkçe çeviriyi üstlendiler.

AŞAĞIDAKİ LİNKE BASIP RAPORUN TAM HALİNİ (TÜRKÇE) PDF FORMATINDA OKUYABİLİRSİNİZ;

http://www.bianet.org/rtext/file1/111268/turkey1208tuweb.pdf


Hiç yorum yok: