19 Eylül 2008 Cuma

7. FİLMEKİMİ SONBAHAR FİLM HAFTASI




10 – 16 Ekim 2008

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Nokia Nseries sponsorluğunda düzenlenen Filmekimi, yedinci yılında 10–16 Ekim tarihlerinde yine Beyoğlu Emek Sineması’nda…

Yaklaşan yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi bu yıl da Sundance, Berlin Cannes, Venedik gibi saygın festivallerde ilgiyle karşılanan ödüllü filmlerden ustaların merakla beklenen son yapıtlarına, 21 filmden oluşan programıyla 7 gün boyunca Beyoğlu Emek Sineması’nda izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Filmekimi’nde yine her akşam 21.30 seansında Türkiye’de vizyona girmeyi bekleyen bir filmin ilk gösterimi yapılacak.

Filmekimi ilk kez düzenlendiği 2002 yılından başlayarak İstanbullu sinemaseverlerden büyük ilgi gördü ve geçtiğimiz yıl en yüksek kapasiteye ulaşarak 30.000 kişiyle izleyici rekoru kırdı.

Nokia Nseries sponsorluğunda gerçekleşen Filmekimi kapsamında başlayan Nokia Nseries Kısa Film Yarışması bu yıl da devam edecek.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’na başvuru için herhangi bir yaş, deneyim, tür ya da tema kısıtlaması bulunmuyor. Nokia Nseries’in “deneyim” kavramıyla bütünleşen yarışmada, günlük hayat ve deneyimler birer kısa filme dönüşüyor. Kısa filmlerin herhangi bir kameralı cep telefonu ya da dijital kamerayla çekilmesi yeterli.

Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’nın jürisine bu yıl sinema ve televizyondan tanıdığımız yönetmen kardeşler Yağmur ve Durul Taylan başkanlık yapacak. 10 Ekim - 31 Aralık 2008 arasındaki başvuru sürecinin ardından jüri iki aşamalı yarışmanın değerlendirme sürecini başlatacak. Yarışmanın finalistleri birer Nokia N96 multimedya bilgisayarı, ilk üçe girenler ise para ödülü kazanacaklar. Ayrıca ilk üçe giren filmler, 4 -19 Nisan 2009 tarihleri arasında düzenlenecek olan 28. Uluslararası Film Festivali kapsamında gösterilecek. (Ayrıntılı bilgi için:
www.nserieskisafilm.com)

Filmekimi’nin medya sponsorluğunu CNBC-e, Radikal ve Radyo Eksen üstleniyor.

Filmekimi’nin afişlerini ve tanıtım kampanyasını ise yine Alametifarika gerçekleştirdi.

Filmekimi Programında Neler Var?


Cannes Film Festivali’nin En Çok Ses Getiren Filmleri Filmekimi’nde


VICKY CHRISTINA BARCELONA / Woody Allen

Woody Allen’ın Mayıs 2008’de Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapılan son filmi “Vicky Cristina Barcelona” Filmekimi’nin gala filmlerinden. Barselona’da geçen ve kadın-erkek ilişkileri, aşk, gençlik ve cinselliği konu alan bu sıcak ve eğlenceli filmin başrollerinde Woody Allen'ın gözde oyuncusu Scarlett Johansson’un yanı sıra Oscar ödüllü Javier Bardem ve Penélope Cruz yer alıyor.

KÖRLÜK / BLINDNESS / Fernando Meirelles

“City of God / Tanrıkent” filminin Brezilyalı yönetmeni Fernando Meirelles’in Cannes Film Festivali’nin açılışını yapan son filmi “Blindness / Körlük”, Filmekimi’nin galalarından. Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun dilimize aynı adla çevrilen romanından uyarlanan filmin senaryosu, 2005’te İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale için yarışmış olan “Childstar / Çocuk Yıldız” filminin yönetmeni Don McKellar’a ait. Herkesi kör eden bir salgınının hızla yayıldığı modern bir kentte salgından etkilenmeyen bir kadının öyküsünü anlatan filmin başrollerini Julianne Moore, Danny Glover, Gael García Bernal ve Sandra Oh paylaşıyor.

GOMORRA / Matteo Garrone

Filmekimi’nin gala filmleri arasında Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü kazanan “Gomorra” da var. Matteo Garrone’nin yönettiği ve birbirine bağlanan beş öyküden oluşan bu epik mafya öyküsü, İtalya’da kahraman kabul edilen gazeteci-yazar Roberto Saviano’nun aynı adlı kitabından uyarlanmış. “Gomorra”, Napoli’de etkin olan acımasız Camarro örgütü ve her gün kan, para ve güç gibi değerlerle saptanan kurallara uymak zorunda kalan Napolilileri konu alıyor.

WALTZ WITH BASHIR / Ari Folman

Filmekimi’nin çok ses getirecek filmlerinden biri de İsrailli yönetmen Ari Folman’ın kendi deneyimlerinden esinlendiği filmi “Waltz with Bashir”. Uzun metrajlı bir animasyon belgeseli olarak türünün tek örneği sayılabilecek olan bu savaş karşıtı film, geçtiğimiz Mayıs ayında Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı ve hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük ilgi gördü. “Waltz with Bashir”, izleyiciyi yirmili yaşlarında İsrail ordusunda askerliğini yapan Ari Folman’ın gözünden 1982′de ilk Lübnan savaşına ve Sabra-Şatila katliamına götürüyor.

SINIF / ENTRE LES MURS / THE CLASS / Laurent Cantet

Filmekimi programında, Festival seyircisinin “İnsan Kaynakları”, “Para Yok Zaman Çok” ve “Güneye Doğru” filmleriyle tanıdığı Laurent Cantet’nin son filmi “Sınıf / The Class” da yer alıyor. Edebiyat öğretmeni François Bégaudeau’nun yarı-özyaşamöyküsel romanından uyarlanan film, Cannes’da yarışarak Fransa’ya 21 yıl aradan sonra Altın Palmiye kazandırdı. Paris’te bir ortaokulda geçen filmde başroldeki öğretmeni Bégaudeau’nun kendisi canlandırırken filmde gerçek ortaokul öğrencileri rol alıyor.

Usta Yönetmenlerin Son Filmleri Filmekimi’nde

PALERMO SHOOTING / Wim Wenders

Alman usta Wim Wenders’in Cannes’da yarışan son filmi “Palermo Shooting”, metafizik öğelerle bezeli bir gerilim. Dünyaca ünlü bir fotoğrafçının Düsseldorf’tan Palermo’ya yolculuğunu konu alan filmde, başroldeki Alman punk grubu Die Toten Hosen’ın solisti Campino’nun yanı sıra Dennis Hopper, Lou Reed, Patti Smith ve Milla Jovovich gibi yıldız isimler de rol alıyor.

PONYO ON THE CLIFF BY THE SEA / Hayao Miyazaki

Canlandırma sinemasının büyük ustası Hayao Miyazaki’nin Venedik’te Altın Aslan için yarışan filmler arasında yer alarak büyük tartışmalar da yaratan “Ponyo on the Cliff by the Sea” de Filmekimi’nde gösterilecek. Ülkemizde özellikle “Spirited Away / Ruhların Kaçışı” ve “Howl’s Moving Castle / Yürüyen Kale” filmleriyle büyük bir hayran kitlesi edinen Miyazaki’nin sekizinci filmi, insan olmak isteyen Japon balığı Ponyo ile arkadaşı beş yaşındaki çocuk Sosuke’nin öyküsünü anlatıyor. Filmin çıkış noktası ise Andersen’in masalı Küçük Denizkızı.

ASHES OF TIME REDUX / Wong Kar-Wai

Büyük usta Wong Kar-wai’nin filmografisinde yer alan tek dövüş sanatı filmi 1994 yapımı “Ashes of Time”, antik dönemde Çin’de geçen aşk, hafıza ve ölüm üzerine epik bir melodram. Wong Kar-wai, bu bol ödüllü filmine 14 yıl sonra geri dönerek filmin kurgusunu yeniledi, renklerini iyileştirdi, müziğini elden geçirdi ve süresini yedi dakika kadar kısalttı. “Ashes of Time Redux” versiyonu, ilk kez bu sene Cannes’da özel bir gösterimde izleyicilerin karşısına çıktı. Eleştirmenlerin “fırça darbeleriyle yapılan bir tablo” diyerek övdüğü filmin görüntü yönetmeni İstanbullu sinemasverlerin yakından tanıdığı Christopher Doyle. Filmin kadrosu ise tam bir Hong Kong yıldızlar geçidi: Jackie Cheung, Maggie Cheung, Tony Leung, Leslie Cheung…

GENOVA / Michael Winterbottom

Michael Winterbottom’ın son filmi “Genova”, anneleri ölünce hayatlarında yeni bir sayfa açmak adına babalarıyla birlikte Cenova’ya yerleşen iki kız kardeşin öyküsünü anlatıyor. Hem büyümenin hem de kendilerini bulmanın zorluklarını yaşayan iki kız kardeşin hayatları annelerinin hayaletini görmeleriyle daha da karışıyor. Bu dokunaklı filmin başrolünde ise baba rolünde Colin Firth var.

LE SILENCE DE LORNA / LORNA’S SILENCE / Jean-Pierre – Luc Dardenne

Gerçekçi filmleriyle tanınan Belçikalı Jean-Pierre ve Luc Dardenne kardeşler, bu kez kameralarını Avrupa’daki kaçak göçmenler sorununa yönlendiriyor. Daha önce iki kez Altın Palmiye kazanan ikili bu yıl Cannes’da Senaryo Ödülü’ne layık görüldü. Genç bir Arnavut kızın daha iyi bir yaşam için geldiği Belçika’da sahte evlilikler ve mafya ilişkileri arasında kalarak yaşadığı çelişkileri anlatan “Lorna’a Silence” adlı filmde Lorna rolündeki Priştina doğumlu genç oyuncu Arta Dobroshi hem güzelliği hem de oyunculuğuyla eleştirmenlerden tam not aldı.


DAİMA MUTLU / HAPPY-GO-LUCKY/ Mike Leigh

Usta yönetmen Mike Leigh’in İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen “Vera Drake”ten sonra çektiği ilk filmi “Daima Mutlu / Happy-go-lucky”, Blair sonrası Londra’sında geçen, adı gibi mutlu ve neşeli bir film. Filmin merkezinde, hayata olumlu tarafından bakan, otuzlu yaşlarındaki ilkokul öğretmeni Poppy var. Başrolü üstlenen Sally Hawkins, Berlin’de En İyi Kadın Oyuncu ödülünün de sahibi oldu.

DREAM / Kim Ki-duk

Koreli usta Kim Ki-duk, bu on beşinci uzun metrajlı filminde de yine kamerasını insan ilişkilerindeki iletişimsizliğe yöneltiyor. Hayaller, hafıza ve aşk temalarını ele alan filmin başrollerinde iki farklı dilde konuşmalarına rağmen birbirleriyle anlaşan Japon bağımsız filmlerinin vazgeçilmez oyuncularından Joe Odagiri ve Koreli Lee Na-young var.

STANDARD OPERATING PROCEDURE / Errol Morris

Oscar’lı yönetmen Errol Morris’in “The Fog of War / Yüz Yılın İtirafları”’ndan sonra çektiği ilk filmi “Standard Operating Procedure”, Ebu Garip’te çekilen işkence fotoğrafları ve bu fotoğrafların ardından yatan işkencenin kendisine ışık tutuyor. Screen Daily dergisinin “Irak hakkındaki en iyi belgesellerden biri” olarak övdüğü bu tüyler ürpertici film, ele geçen bazı kısa filmler, yeniden canlandırmalar, ünlü fotoğraflar ve aralarında General Janis Karpinski’nin de bulunduğu hüküm giymiş Amerikan askerleriyle yapılmış röportajlarla gerçeğin peşine düşüyor.



Filmekimi’nde Bağımsız Yönetmenlerden Seçmeler

CHELSEA ON THE ROCKS / Abel Ferrara

Amerikan bağımsız sinemasının usta isimlerinden Abel Ferrera, bu kez ilk uzun metrajlı belgeseliyle Filmekimi’nin konuğu oluyor. Abel Ferrara’nın, bu yıl Cannes’da özel bir seansta yarışma dışı gösterilen filmi “Chelsea on the Rocks”, bohem New York’un alâmetifarikası, bir zamanlar yazarlar, sanatçılar, müzisyenler ve marjinaller için dokunulmaz bir vaha olan efsanevi “Chelsea Otel”i konu alıyor. Chelsea Otel’de kendisi de konaklayan Abel Ferrara, otelin renkli tarihini müdavimi olan ünlü isimlerle röportajlar, arşiv görüntüleri ve yeniden canlandırmalarla anlatıyor. Chelsea Otel’de kalan isimler arasında William S. Burroughs, Allen Ginsberg, Jean-Paul Sartre, Charles Bukowski, Stanley Kubrick, Milos Forman, Edie Sedgwick, Tom Waits, Patti Smith, Édith Piaf, Joni Mitchell, Bob Dylan, Jimi Hendrix de var.

O’HORTEN / Bent Hamer

27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale jürisinde yer alan ünlü yönetmen Bent Hamer’ın son filmi “O’Horten”, Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümündeki ilk gösteriminin ardından Filmekimi’nde. Bir önceki filmi “Factotum”la da Filmekimi’ne konuk olan Hamer’ın bu son filmi ölüm temasını, 67 yaşındaki makinist Odd Horten’ın melankolik ve mizahi dünyası üzerinden ele alıyor.



TOWELHEAD / Alan Ball

TV dizisi “Six Feet Under”ın yaratıcısı ve “Amerikan Güzeli”nin senaryo yazarı Alan Ball’un yazıp yönettiği ilk film “Towelhead”, 13 yaşındaki Arap kökenli bir kızın gözünden Amerika’da ırkçılık ve bağnazlığı gözler önüne seriyor. Filmin başrolünde küçük kızı canlandıran Summer Bishil var. Oyuncu kadrosunun diğer güçlü elemanları ise Aaron Eckhart ve bağımsız sinemanın Avustralyalı kraliçesi Toni Colette.

DENİZKIZI / MERMAID / Anna Melikyan

Anna Melikyan’ın ikinci uzun metrajlı filmi “Denizkızı / Mermaid”, Filmekimi’nin bol ödüllü filmlerinden. Moskova’nın modern yüzünü “Amelie”ye benzer bir görsel tarzla işleyen film, Sundance’te Dünya Sineması kategorisinde En İyi Yönetmen ve Berlin’de FIPRESCI ödüllerine layık görüldü.

LEMON TREE / Eran Riklis

Şubat 2008’de Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapılan ve İzleyici Ödülü’ne layık görülen “Lemon Tree” yönetmen Eran Riklis’in acı-tatlı “Suriyeli Gelin” filminin ardından çektiği ilk film. Senaryosu “Suriyeli Gelin” gibi yine Riklis ve Filistinli eski gazeteci Suha Araf tarafından yazılan bu ironik ve iyimser dramın kahramanı, limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın.

CHOKE / Clark Gregg

“Fight Club”ın yazarı Chuk Palahniuk’un aynı adlı romanından uyarlanan “Choke”, “modern aile”yi ve bencil toplum düzenini yerden yere vuran, utanmazca çarpık bir mizah anlayışıyla örülü, gayet sivri bir komedi-dram. “What Lies Beneath” filminin de senaryo yazarı olan deneyimli aktör Clark Gregg, yönettiği bu ilk filminde Lord Charlie rolünde de oynuyor. Oyuncu kadrosunda Sam Rockwell, Anjelica Huston, Kelly Macdonald gibi isimler yer aldığı film bu sene Sundance’de Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

FROZEN RIVER / Courtney Hunt

Karavanda yaşayan yalnız bir anne, Ray, terkedilmiş Mohawk bir kadın, Lila ve New York-Kanada sınırını çizen donmuş bir nehir… Courtney Hunt’ın “Frozen River” adlı bu etkileyici dramı zorlu hayat şartları ile annelerin çocuklarını koruma içgüdüleri hakkında heyecanlı ve etkileyici bir dram. İnsan kaçakçılarının gerçek öykülerinden esinlenen ve çokça tartışmalara yol açan “Frozen River” bu sene Sundance’de Jüri Büyük Ödülü, Seattle’da ise Sinemada Kadın Ödülü’ne layık görüldü.


Filmekimi Biletleri Biletix'te…

Filmekimi‘nde bilet fiyatları geçen yılki fiyatlarla aynı olacak. Biletler 25 Eylül Perşembe günü;
Biletix satış noktaları,
www.biletix.com,
Biletix çağrı merkezi (0216) 556 98 00,
Emek Sineması gişesinden (Ramazan Bayramı’na tekabül eden 30 Eylül, 1 ve 2 Ekim tarihleri haricinde) satışa sunulacak.

Filmekimi’nde geçtiğimiz yıllarda büyük ilgiyle karşılanan hafta içi gündüz seanslarındaki (11.00, 13.30, 16.00) indirimli fiyat uygulaması bu yıl da devam edecek: Filmekimi boyunca hafta içi gündüz seansları sadece 3,5 YTL olacak.

Hafta içi 19.00 seansları ile hafta sonu tüm seanslar tam 12 YTL, indirimli 8 YTL olacak.

21.30 seanslarında yapılacak Filmekimi Galaları’nın bilet fiyatları ise 15 YTL olarak belirlendi.

Festival boyunca filmleri en büyük indirimlerle ve öncelikli olarak izleme şansı Lale Üyelerinin olacak. Lale Kartı sahipleri, biletlerinde %25’e varan özel indirimden yararlanabilecekler. Lale Kartı sahipleri için ön satış günleri 23 ve 24 Eylül.




Ayrıntılı bilgi için : www.iksv.org/filmekimi

Hiç yorum yok: