Geçtiğimiz günlerde Bayrampaşa 19 Aralık 2000 operasyonu sonrasında jandarmaya açılan "göstermelik dava" zamanaşımına uğradı ve dosya kapatıldı.
TAYAD’lı Aileler 28 Haziran günü saat 13:00'de İstanbul Taksim tramvay durağında bu hukuksuzluğu protesto eden bir basın açıklaması yaptılar.
Yapılan basın açıklamasında açılan pankartlardan biri, katliamdan görüntülerin bulunduğu "Katliamcılar Yargılansın" pankartıydı. Bu pankartta 19 Aralık katliamında Bayrampaşa Hapishanesi'nde görevli olan Jandarma Binbaşı Zeki Bingöl'ün "Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği" kitabından operasyon ile ilgili bir alıntı vardı. Bir diğer pankartta yine katliam görüntülerinin yanısıra kullanılan kimyasal bombaların açıklanmasını ifade eden ve yine Zeki Bingöl'ün bu konuda kitabında bahsettiği menşei bilinmeyen bombalarla ile ilgili sözü yazıyordu. Aynı pankartın alt kısmında yanan kadınlardan olup ağır yaralı kurtulan tutsaklardan Birsen Kars'ın katliam günü ambulanstan indirilirken "Bizi, Altı Kadını Diri Diri Yaktılar" diyen ve katliam gerçeğini tek cümlede dünyaya anlatan sözü vardı.
Basın açıklamasında TAYAD Başkanı Mehmet Güvel kısa bir ön konuşma yaptı. Katliamcıların aklanmaya çalışıldığını, 19 Aralık Katliamı sonrasında göstermelik olarak jandarmalara açılan davanın zaman aşımına uğratıldığını söyledi. Bu davanın operasyonun planlarından biri olduğunu de ekleyen Güvel, Adalet arayışlarını süreceklerini de belirtti. TAYAD’lı Aileler adına Tülay Eski basın metnini okudu. Açıklama sırasında sık sık "19 Aralık Katliamcıları Yargılansın!" "19 Aralık Katliamını Unutturmayacağız!" ve "Adalet İstiyoruz" sloganları atıldı. Yapılan basın açıklamasına Temel Haklar Derneği üyeleri ile Emekli Sen üyeleri ve bir grup DİSK üyesi sendikacıda katılarak destek verdiler. Açıklamaya 60 kişi katıldı.
Basın açıklamasında okunan basın metni:
ZAMANAŞIMI İLE “19 ARALIK 2000” OPERASYONUNU UNUTTURAMAZSINIZ ; TÜRKİYE’DE ADALET NASIL İŞLİYOR GÖRÜN ! MAĞDURLAR DEĞİL; 19 ARALIK KATLİAMCILARI CEZALANDIRILSIN !
19 Aralık 2000’de 28 tutuklu ve hükümlünün hayatını kaybettiği Hayata Dönüş Operasyonu’nda ölümlerden sorumlu tutulan jandarmalar zamanaşımı nedeniyle kurtulurken, operasyona direnen hatta operasyonlarda hayatını kaybeden mahkûmlara hapis cezası verildi. Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 19 Aralık 2000 tarihinde hapishanelere düzenlenen “Hayata Dönüş Operasyonu”na karşı “etkin direniş gösterip, kamu malına zarar verdiği” gerekçesiyle yargılanan 54 tutuklu ve hükümlüye zaman aşımının bitmesine üç ay kala üçer yıl hapis ve 141‘er YTL para cezası verdi. Mahkemenin ceza verdiği kişiler arasında ölüm oruçlarında yaşamını yitiren beş tutuklu da bulunuyor. Mahkeme 6 Mart 2008 tarihinde verdiği kararda şöyle dedi: “Tüm sanıkların etkin direnme eylemini gerçekleştirdiği kanaatine varıldığından birer yıl hapis cezası ve tüm sanıkların kamu malına zarar verme suçunu işledikleri kanaatine varıldığından 141’er YTL para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.”
Mahkeme ayrıca, yargılanma giderlerinin de tutuklu ve hükümlülerden alınmasını kararlaştırdı. “Hayata Dönüş Operasyonu” ile ilgili kamu görevlilerine açılan tek dava ise bir hafta önce Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği zaman aşımı kararıyla ortadan kalkmıştı. İşte gerçek! Katledenlerin, diri diri yakanların; kimyasal gaz kullanarak insanları öldürenlerin cezalandırılmaması için her şey yapılıyor. Ya yıllarca bulunamıyorlar, üstelik başka bir devlet kurumundan maaşlarını almaya devam ettikleri halde bulunamıyorlar, ya göstermelik açılan davalar zamanaşımları ile ortadan kaldırılıyor, ya da beraat ediyorlar.
Bunun bir iktidar politikası olduğu tartışılmazdır. Üstelik biz bir basın açıklaması yaptığımızda, mitinge katılıp taleplerimizi dile getirdiğimizde, katledilen evlatlarımızın fotoğraflarını taşıdığımızda, katliamlara karşı çıktığımızda en ağır cezaları uygulamakta geç kalmıyor yargı.. Herkesin gözleri önünde işlenen insanlık suçlarını görmeyen yargı demokratik hakların kullanımı söz konusu olduğunda en büyük “suçları” görüyor. Hayata Dönüş operasyonunda sağ kalıp “ölmeyenler” suçlu. Onlar ölmeyip bu saldırı karşısında direnme haklarını kullandıkları için suçlu.
19 Aralık 2000 operasyonundan sonra açılan ender sayıdaki davalardan, Bayrampaşa Hapisnanesi dış güvenlik görevlisi askerlere açılan dava zamanaşımı ile ortadan kaldırıldı. Bu davada yargılananlar gerçek sanıklar değillerdir. Operasyonu planlayanlar, emir ve talimat verenler, operasyonu yapanlar bu davada sanık değildir. Evlatlarımızın katılleri dönemin savcıları ile askeri yetkililerin aralarında aldıkları karar gereği kimlikleri açıklanmadan serbestçe gezmektedirler. Kimlikleri, sicil numaraları gizli tutulan bu kişiler kimlerdir? Niye kimlikleri hala tespit edilememiştir? Niçin 8 yıldır haklarında tek bir dava açılmamıştır? Ve katliamdan hemen sonra evlatlarımıza davalar açılmışken bu nasıl bir adalettir? Bu kimin adaletidir? Zamanaşımı ile ortadan kaldırılan davada henuz sorgusu dahi alınmayan sanıklar vardır. Sonuçta bir dosya daha bürokrasinin dişlileri arasında ortadan kaldırılmıştır. Operasyonda öldürülenlerin ölümleri hakkında açılan soruşturma ise halen devam etmektedir. Nedense bu soruşturmada gidip gelmektedir. Hukuk dışı kararlarla davanın açılması engellenmeye çalışılmakta, Jandarma Genel Komutanlığı operasyona katılanların isimlerini vermeyeceğini savcıya söyleyebilmektedir.
Peki Adalet nasıl gerçekleşecek? Yoksa bu kurumlar kendilerini yargının üstünde mi görüyorlar? 12 kişinin kurşunlarla,bombalarla,diri diri yakılarak katledildiği ve yüzlerce tutuklu ve hükümlünün ağır yaralandığı 19 Aralık operasyonu hiçbir zaman vicdanlarda affedilmeyecektir. Bu dava bu operasyonun planlarından biridir. Operasyona katılan ve katliamları gerçekleştirenler ne acıdır ki aramızda dolaşmaktadır. Onları koruyan bir iktidar tarafından yönetilmekteyiz. İşte Adalet Gerçeği ! Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen ve operasyon tanıklarının ve mağdurlarının onlarca kez yaptıkları suç duyuruları, belgeler, açıklamalar, iddialar hiçe sayılmıştır yargı tarafından. Katillerin aklandığı bir yargı sistemi kim için ve ne için vardır. O halde bu ülkede demokrasi isteyen, adalet arayan, iktidara muhalefet olan hiç kimsenin can güvenliği yoktur; olamaz. Zamanaşımı adalet arayışını sonlandırmaz. Geçmişteki bütün davalarda olduğu gibi 19 Aralık 2000 operasyonunun hukuk ayağı zamanaşımı kararlarıyla sonlandırılmak isteniyor. Ama başaramazsınız. 19 Aralık 2000 operasyonunu unutturamazsınız.
19 – 22 ARALIK KATLİAMCILARI CEZALANDIRILSIN !
19 -22 ARALIK KATLİAMINI UNUTTURMAYACAĞIZ !
Halkınsesi-TV'den alınmıştır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder