9 Temmuz 2008 Çarşamba

Ölüm orucu eyleminden baro başkanlığı adaylığına…




ALPER TURGUT

Tecride karşı “Adaletin olmadığı yerde direnmek haktır” diyerek ölüm orucu eylemi yapan Avukat Behiç Aşçı, Çağdaş Avukatlar Gurubu’nun (ÇAG) İstanbul Baro Başkanlığı aday adayı oldu. Aşçı, demokratik, katılımcı, haklar ve özgürlükler mücadelesinde yerini alan, avukatların mesleki sorunlarına etkin çözümler getirebilen bir baro için harekete geçtiklerini belirtti.


“Mesleki Dönüşüm” denilen politikayla avukatlık mesleğinin uluslararası sermaye şirketlerine açılacağını ifade eden Aşçı, “Mücadele etmezsek avukatlar, ücretli köleler haline dönüşecek. Dev hukuk şirketleri açılacak, mevcut hukuk büroları kapanacak. Bugüne dek iktidara karşı kıskançlıkla koruduğumuz bağımsızlığımız ise yok olacak. “ dedi.


Behiç Aşçı, 5 Nisan 2006 Dünya Avukatlar Günü’nde yaptığı “müvekkillerimin tecrit altında tutulduğunu, gün be gün eriyerek yok olduklarını görmek istemiyorum. Tecrit adlı sosyal bir yok oluş hikâyesine, vicdanım daha fazla katlanamaz.” açıklamasının ardından ölüm orucu eylemine başlamıştı. Onun yaşamı pahasına 293. gün süren eylemi, büyük bir kamuoyu oluşturmuş ve Adalet Bakanlığı alelacele bir genelge çıkarmak zorunda kalmıştı. Yaşamın kıyısındayken 22 Ocak 2007 günü ölüm orucunu sonlandıran Aşçı, hala bedeninde eylemin izlerini taşıyor.


“26 bin avukatın geleceği için ÇAG’ın mutlaka seçimi kazanması gerek ve bu kez iddialıyız” diye konuşan Avukat Behiç Aşçı, öncelikli hedeflerinin savunma hakkının bağımsızlığa kavuşması ve gizliliği ihlal eden Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin (UYAP) kaldırılması olduğunu vurguladı. Hukukçuların mevcut hukuksuzluğa duyarsız kalmaması gerektiğini belirten Aşçı; “Devrimci bir avukat olduğum için aday adayıyım. Ancak devrimciler hiçbir çıkar karşılığı olmaksızın, her türlü bedeli göze alarak söylediklerini savunabilirler. Ancak devrimciler birleştiricidir, örgütlülüğü ve demokrasiyi savunur” dedi.




Behiç Aşçı’nın çözüm önerilerinden bazıları;

— Baro yönetimlerinin, Adalet Bakanlığı tarafından görevden alınabilmesi engellenmelidir.
— Baro kararları Adalet Bakanlığı tarafından veto edilememelidir.
— Maliye Bakanlığı vergi tehdidi ile avukatları zapturapt altına almamalıdır.
— Baro yönetimi kolektif bir işlerliğe kavuşmalıdır,
— Avukat, hukukçu meclisleri kurulmalı, yönetime katılım sağlanmalı.
— Stajyer avukatlar köle değildir, onlar meslektaşımızdır.
—Avukat Hakları Merkezi atıl durumdan çıkarılmalıdır.
—İstanbul’da büyük adliyelerin içinde veya yakınında kadın meslektaşlarımız için kreşler kurulmalıdır.
—Baro mevcut kaynaklarını değerlendirerek ‘avukat hastanesi’ kurmalıdır.
—Duruşma saati ve duruşmada yaşanan sorunlar çözülmelidir.
—Hapishaneler baro için özel bir öneme sahip olmalıdır.
—Baro kültür merkezleri kurmalıdır.

ÇAG önseçimi, Hasan Ateş, Kemal Aytaç ve Behiç Aşçı’nın katılımıyla15 Temmuz günü gerçekleştirilecek. İstanbul Baro Başkanlığı seçimi ise ekim ayında yapılacak.
FOTOĞRAFLAR: VEDAT ARIK
CUMHURİYET GAZETESİ / 10 TEMMUZ 2008

Hiç yorum yok: