10 Ekim 2008 Cuma

41. ölüm yıldönümünde Che GUEVARA





Hazırlayan ve sunan: Yücel Sivri
Asıl adı Ernesto olan Che 1928 yılında Arjantin’in Rosaria kentinde doğdu. Varlıklı bir ailenin oğlu olan Ernesto 23 yaşında bir tıp öğrencisiyken, kendinden birkaç yaş büyük olan doktor arkadaşı Alberto Granado’yla ve 39 model bir Norton 500 motosikletle Latin Amerika turuna çıkar. Ernesto astımlı, çekingen bir genç, Alberto ise keyfine düşkün, hovarda ama buna rağmen sosyal bir kişilik. Mizaçlarındaki bu tezatlık yol boyunca her ikisini de eğlendirir, yolculuklarına renk katar.


Güzergâhlarında rastladıkları insanlar sayesinde daha önce tanımadıkları bambaşka bir Latin Amerika ile karşılaşırlar. Örneğin İnka uygarlığına ait mimarî ve indigo kalıntılar iki genci der derinden sarsar, Peru’da toplumdan yalıtılmış ve kaderlerine terkedilmiş bir cüzam kolonisinde acı gerçeklere tanık olurlar. Ekonomik, toplumsal, ahlakî, siyasi her türlü değeri sorgulamaya başlarlar. Yolculuk bitişinde iki kafadar Buenos Aires’e döndüklerinde artık Alberto bir klinik açmayı, Ernesto ise ‘Che’ olmayı kafasına koymuştur.


Macera yaşamak arzusuyla başlayan motorsiklet gezisi genç hekim adayında mental bir metamorfozu tetiklemişti. 1954 yılında Meksika’da siyasi mülteci olarak bulunan, buradan adamlarıyla birlikte Küba’daki direnişi yöneten ancak tıbbî desteğe ihtiyacı olan Raul ve Fidel Castro’yla tanıştı. Bu tanışma onu da Küba’nın ele geçirilmesi hedefine odaklandırdı. Ayrıca Ernesto artık ‘Che’ adını da almıştı. 1956-1959 yılları arasında süren gerilla savaşı Küba’da başarıya ulaştı. Gerçekleşen devrimin ardından Küba Merkez Bankası’na yönetici olarak getirildi ancak ekonomi danışmanı ve yeni göreve gelen hükümetin baş ideloğu gibi görevleri de üstlendi. 1959–1961 yılları arasında çok kez Doğu Berlin’ı ve Moskova’yı ziyaret eden Che sanayi bakanı görevini üstlendikten sonra Küba’nın Batı dünyasından çözülüp Doğu Blok’una entegre olmasını sağlar. Kalkınma programı Sovyetler Birliği’nin adadaki şeker monokültürünü öngören ziraî programıyla çelişen Che, 1964-65 yıllarında Bolivya’da devrimci hareketi desteklemek amacıyla silahlı mücadeleye Bolivya ormanlarından katılır. Gerçekleşen devrim ile muhayyilesindeki devrim arasındaki uçurum Che Guevara’yı nitekim yeni hayallere sürüklemişti. Yeni hayal, devrimin bütün Latin Amerika’yı sarmasıydı.


80 yıl önce varlıklı bir Arjantinli ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Ernesto, 41 yıl önce bugün, yani 9 Ekim 1967’de Bolivya’nın Higuera dağlarında guerilla’larıyla birlikte girdiği silahlı bir çatışmada vuruldu ve komünist Che olarak öldü. CIA’nin verdiği bilgiler doğrultusunda ve yine onun talebiyle gizlice ve derhal gömülen Che’nin kutsal bir devrim abidesi olması engellenmek istenmişti, ancak Che bugün dahi solun tartışılmaz ikonası, halkların direnişinin sembolü.


Che Guevara’nın devrimle ilgili görüşleri ve bu yolda bizzat yaşadıkları sadece Latin Amerika’da değil, dünyanın birçok yerinde yankı buldu. Özellikle maceracı, romantik ve idealist gruplar, onun efsanesinin büyüsüyle geleneksel bütün oluşumlarla, aileyle, toplumla, tarihle hâttâ çoğu zaman mantıkla dahi çatışarak hayat karşısında yenik düştüler. Her ne denli komünizmin, insanlığın gidişatında yeni bir paradigma oluşturduğu bir dönemde Che Guevara mücadele simgesi olarak görülse de, aslında maceracıların gerçeklerden hayale kaçışı olarak da görülebilir. Bugün geriye dönüp baktığımızda yanlış bir dünya görüşü yanlış yöntemlerle dile geldiğini görsek bile, ondaki asaletin ve faziletin farkına varmamak mümkün değil. Küba’daki devrim, sömürgeci beyaz adama karşı halktan yana bir tavırdı.


Yaşamı her alanda mücadele ve devrim olarak gören Che Guevara, sadece haksızlığa, adaletsizliğe ve çaresizliğe karşı duran bir direniş figürü değil, aynı zamanda emperyalizme ve sömürgeciliğe topyekün karşı çıkan bir kuramcı ve savaşçıdır da. Che, inandığımız değerler için tüm benliğimizle onlara sarılmamız gerektiğine vurgu yapan, insanlık onurunda erdemin ta kendisinin yattığından söz eden, bunları bizzat yaşayan ve yaşatan 20. yüzyılın unutulmaz bir kahramanı olarak kalacak belleklerde kuşkusuz.


Radyo Kassel'den alınmıştır...
"Korda'nın Objektifinden Che" Sergisi...

Hiç yorum yok: