ESRA AÇIKGÖZ
1 Mayıs İşçi Bayramı, dünyada 120, Türkiye’de ise 100. yılını kutluyor. Bando eşliğinde kutlamalar, işgal altında bağımsızlık talepleri, yasaklamalar, öldürülmeler, baskılarla geçen bir 100 yıl bu. Bakalım bu yılki 1 Mayıs, tarihe nasıl geçecek?
İşçiler, Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde, 1 Mayıs 1886’da sekiz saatlik çalışma talebiyle iş bıraktıklarında sayılarının milyonlara ulaşacağını tahmin etmiyorlardı.
Bu günün, 120 yıldır işçiler tarafından kutlanacağını da. Büyük Fransız Devrimi’nin 100. yıldönümünde, 14 Temmuz 1889’da, Sosyalist Enternasyonal, 1 Mayıs’ı “Uluslararası İşçi Günü” ilan etti. 1 Mayıs’ın yaşadığımız topraklarda kutlanması ise bundan 20 yıl sonra mümkün oldu, yani bu yıl 1 Mayıs, Türkiye’de 100. yaşını kutluyor. Bu serüvende kısa bir yolculuğa ne dersiniz?
İlk 1 Mayıs, 1909’da Selanik ve Üsküp’te kutlandı, ancak kökleri çok daha önce, 1908’de İkinci Meşrutiyet’ten sonra atıldı. Kötü çalışma şartlarına karşı 100 binin üzerinde işçi greve çıktı. Kiminin silahla bastırıldığı bu direnişlerle, işçiler rotasını sola çevirdi. 1 Mayıs 1909 aynı zamanda, grev yapmayı, sendikal örgütlenmeyi yasaklayan “Tatil-i Eşgal Kanunu”na karşı bir isyandı. Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdü. 1 Mayıs bildirisi dört dilde yayımlandı. Talepler netti; herkese seçme ve seçilme hakkı, emeği koruyacak yasaların çıkarılması ve grev mevzuatının düzeltilmesi. Ertesi yıl, 1 Mayıs’ın kutlandığı yerlere yenisi eklendi, İstanbul’da ilk defa 1 Mayıs kutlandı. 1911 Mayıs’ında ise Üsküp, Selanik ve İstanbul’un yanı sıra, Edirne ve diğer Trakya şehirlerinde de işçiler sokağa döküldü. 1912’de 1 Mayıs’ın İstanbul’daki mekanı Pangaltı’ndaki Belvü bahçesiydi. 1 Mayıs’la ilgili ilk yasağın gelmesi gecikmedi, İttihat ve Terakki, 1913’ten itibaren 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. Ancak 1920’de işgalcilerin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs, İşçi Bayramı olarak kutlandı. Haliç’ten Beyoğlu’na yürüyen işçilerin talebi, “Bağımsız Türkiye”ydi. Bu eylem ertesi yıl da tekrarlandı, hem de “amelenin işi bırakması ve tatil yapmasının askeri suç addedileceği ve faillerinin askeri mahkemede yargılanacağı” ilan edilmesine rağmen... Türkiye Sosyalist Fırkası’nın merkezine “kızıl bayrak” çekildi, bando gün boyu Enternasyonal’i çaldı. 1 Mayıs 1922’de Sultanahmet Meydanı’nda toplanan emekçiler, bando, mızıka eşliğinde uluslararası marşlar söyleyerek Galata’da başka bir grupla birleşip, Kâğıthane’ye yürüdü.
KANLI 1 MAYIS
1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde işçi grubunun önerisi ile 1 Mayıs’ın “Türkiye İşçileri Bayramı” olarak kanunen kabulü ilkesi benimsense de, hükümetçe gerçekleştirilmedi. Hatta 1924 1 Mayıs’ı yasaklandı. Buna rağmen Ankara’da İmalat-ı Harbiye işçileri bir toplantı düzenledi. İstanbul’da ise Türkiye Umum Amele Birliği Genel Merkezi önünde bir toplantı yapıldı. 1925’te Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile sıkıyönetim ilan edilince, 1975’e kadar kitlesel 1 Mayıs kutlanamadı. 1935’te 1 Mayıs`a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verilerek, ücretsiz tatil günü ilan edildi. 1975’te 1 Mayıs kutlaması Tepebaşı’nda bir düğün salonunda yapıldı, ama ilk kitlesel 1 Mayıs eylemi için 1976’yı beklemek gerekti. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, 1 Mayıs ilk defa sokaklarda kutlandı. Yer, Taksim’di. Kimi kaynaklara göre 150, kimisine göre 400 bin emekçi, Beşiktaş’ta toplanıp Taksim’e yürüdü. Taksim Meydanı, “1 Mayıs Meydanı” olarak anılmaya ilk o zaman başlandı.
1977 1 Mayıs’ında, 500 bin işçi Beşiktaş ve Saraçhane’de toplanarak, “141-142’ye hayır”, “Faşizme geçit yok” sloganlarıyla iki koldan Taksim Meydanı’na yürüdü. Akşam yedide alana giriş hala sürerken, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonlarına doğru, Sular İdaresi ve şimdiki The Marmara Oteli’nden ateş açıldı. 37 kişi öldü. İstanbul Valisi, 1 Mayıs katliamı nedeniyle, DİSK yöneticileri hakkında soruşturma açtı! Yargılama sonucunda bir çatışma olmadığı, olayların provokasyon sonucu patlak verdiği belirlense de sorumlular yakalanamadı...
Taksim, bir yıl önce tarihinin en kanlı eylemlerinden birine sahne olsa da, 1978 1 Mayıs’ında yine eylem yeriydi. Meydanı yüz binlerce işçi doldurdu, yasaklı olan TKP’nin pankartları açıldı. Talep basitti; 1 Mayıs 77’nin faillerinin bulunması. Bu aynı zamanda Taksim’de yapılan son 1 Mayıs’tı.
POLİS TERÖRÜ
1979’da İstanbul’da kutlamalara izin verilmedi, sokağa çıkan TİP Genel Başkanı Behice Boran, TSİP Genel Başkanı Ahmet Kaçmaz ve 1059 kişi gözaltına alındı. 12 Eylül’den önceki son 1 Mayıs kutlaması yasaklamalara rağmen yapıldı. Ancak 12 Eylül’ün getirdiği sessizlik 1987’ye kadar sürdü. 1 Mayıs’ta sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim insanlarından oluşan bin kişilik grup Cumhuriyet Anıtı’na 1 Mayıs şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istedi, ancak polis sadece milletvekillerine izin verdi. 1988’de sendikalar 1 Mayıs’ı yasal olarak kutlamak için İstanbul Valiliği’ne başvuruda bulunsa da, kabul edilmedi. Taksim’e çıkmak isteyen sendikacılara polis saldırdı. 1 Mayıs l989’da İstiklal Caddesi’nden Taksim’e yürümek isteyen iki bin kişilik grup, polis tarafından dağıtıldı. Olaylar sırasında Mehmet Akif Dalcı alnından vurularak öldürüldü, katili bulunamadı. Sadece İstanbul’da değil, İzmir, Ankara, Adana, Kayseri, Gaziantep, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Elazığ’da tutuklamalara rağmen gösteriler yapıldı.
Yasağa rağmen, 1990’da işçiler, 1 Mayıs’ta fabrikalarda bildiriler okudu, türküler söyleyip, halay çekti. Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen grubun üzerine ateş açıldı, İTÜ öğrencisi Gülay Beceren felç oldu. Bu, ilk kez Hak-İş’in de 1 Mayıs kutlamalarına katıldığı yıldı. 1991’de İzmir’de 20 bin kişilik gösteri yapıldı. 19921 Mayısı’nda Türk-İş, Hak-İş ve DİSK Ankara’da salon toplantısı yaparak ortak bir kutlama gerçekleştirdi. 12 Eylül’den sonra İstanbul’daki ilk izinli 1 Mayıs da yine bu yıl, Sosyalist Parti’nin başvurusu üzerine İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda kutlandı. 1993’teki 1 Mayıs kutlamalarında, ilk kez Türk-İş de sokağa indi. 1994’te sendika konfederasyonları Abide-i Hürriyet Meydanı’nda 1 Mayıs’ı ortak kutladı, yüz bin işçi alandaydı. Ankara’daki kutlamalara 10 bini aşkın kişi katıldı. Polis birçok kişiyi yaraladı, gözaltına aldı.
1 MAYIS TATİL
1996’da Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK tarafından 20 yerde yapılan gösterilere yüz binlerce emekçi katıldı. Diyarbakır, Tunceli, Malatya, Adıyaman ve Karadeniz Ereğlisi’ndeki mitingler yasaklandı. İstanbul’da Kadıköy Meydanı’nda yapılan gösteri 1977’den sonraki en kitlesel 1 Mayıs’tı. Sabah, Söğütlüçeşme’de toplanan emekçiler, Kadıköy’e yürüdü. Polis, ateş açtı. Hasan Albayrak ve Dursun Adabaş öldü. Miting yine de başladı. 100 bini aşkın emekçi IMF ve Dünya Bankası’nın dayatmalarına, özelleştirme, işten atma, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma politikalarına öfkesini dile getirdi. Kamu emekçileri grevli, toplusözleşmeli sendika hakkını, gençler parasız, bilimsel eğitim taleplerini haykırdı. Miting biterken, polis yeniden ateş açtı, Levent Yalçın öldü.
2001’de 1 Mayıs’ının adresi, Abide-i Hürriyet meydanıydı, sloganı ise, F Tipleri’ndeki tecride karşı ortak mücadele. İşçiler 2005 1 Mayıs’ında yeniden Kadıköy’deydi, 80 bin kişi katıldı. 1 Mayıs Katliamı’nın 30. yılında, yüzler yeniden Taksim’e çevirildi. Talepleri, “1 Mayıs’ın işçi bayramı” ilan edilmesi, “1977 suçlularının ortaya çıkarılması ve yargılanması için TBMM Araştırma Komisyonu’nun kurulması”ydı. Ancak Valilik ve Emniyet, işçi seslerinin Taksim’den yükselmesine izin vermedi, bütün İstanbul polis ablukasındaydı, Dolmabahçe‘de toplananlar polisin “ölçülü” şiddetiyle karşılaştı. 900 kişi gözaltına alındı. Taksim’e çıkmayı başaran emekçiler, İstanbul Valisi Muammer Güler‘i istifaya çağırdı. 2008 1 Mayıs’ında polis şiddeti daha da arttı. Şişli Etfal Hastanesi’ne gaz bombası atıldı, gazeteciler dövüldü, 530 kişi gözaltına alındı. Derken, 2009 geldi. Hükümet, “işçi dostu” ve “demokratik” olduğunu göstermek için 1 Mayıs’ı tatil ilan etti. Ancak Taksim, maç kutlamalarına, polis haftasına, konserlere açık olsa da, işçilere yine kapalı. Konfederasyonlar kararlı; 1 Mayıs’ta Taksim’deyiz. Hükümet işçi dostluğunda ne kadar samimi, göreceğiz.
Cumhuriyet Gazetesi Hafta Sonu eki - 25 Nisan 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder