25 Nisan 2008 Cuma

Bu Direnişin Dizileri Yapılacak


Tecrit gerçeğini anlatan sessizliğe karşı kitabını da kaleme alan Cumhuriyet gazetesi yazarı Alper Turgut Cuma günü TAYAD’lı Ailelerin düzenlemiş olduğu üreterek direnen direnerek üretenlerin sergisine konuk oldu. Alper Turgut, önce sergiyi gezdikten sonra, aileler ve sergiyi ziyaret eden diğer konuklarla da sohbet etti.



Turgut “Sessizliğe Karşı” kitabından çok önce 96 ölüm oruçları sürecinden beri direnişe ilişkin bir kitap yazma projesinin hep olduğunu, 2000 yılında hapishanelere düzenlenen operasyon ve bu süreçte gelişen büyük direnişle bu fikrin ete kemiğe büründüğünü ifade etti. Turgut, dışarıda süren ölüm oruçlarının özelliklede Armutlu’daki direnişin kendisini derinden etkilediğinin altını çizdi. 2000’le ‘96 sürecini birbirinden ayıran çizginin 2000’lere gelindiği dönemde başta emekçiler ve gençlik olmak üzere tüm muhalefetin sindirilmiş olduğunu vurgulayan Turgut; böylesi bir süreçte hapishanelerin yükselen tek muhalefet odağı olduğunu; bir tarafta bırakmalar, dökülmeler, yılgınlıklar yaşanırken, diğer taraftan, bunların yanı sıra, tanık olduğu inanç, kararlılık, bağlılık gibi olguların kendisinde birbirine karşıt duygular yarattığını vurguladı.



Turgut, yaşanan bu uzun direniş boyunca defalarca ölümlere tanıklık ettiğini kendisini en çok sarsanlardan birinin Sevgi Erdoğan olduğunu; Canan ve Zehra’nın da kendisini derinden etkilediğini belirtti. Başta o dönem kendisine telkinde bulunanlar olmak üzere, tüm dostlarının kendisini bu konuda cesaretlendirdiğini söyledi. Kitabı bastırma konusunda yaşadığı sıkıntıları da anlatan yazar, yayıncının kitaba yönelik ‘satmaz boşa basma’ telkinine rağmen, kitabı bastırmak istediğini söylemiş.



Turgut, “Bu gün nasıl Mahirlerin, Denizlerin dizileri yapılıyorsa gün gelecek bu direnişinde dizileri yapılacak” dedi. Bir süre tutsak yakınlarıyla ve konuklarla karşılıklı sohbet şeklinde devam eden söyleşi Alper Turgut’un “Sessizliğe Karşı” kitabını TAYAD’lılar ve gelen konuklar için imzalamasıyla son buldu.





Bu yazı Halkınsesi TV'den alınmıştır... 25 Nisan 2008

Hiç yorum yok: