Tecrit koşullarında kansere şiirle direnen Erol Zavar için...
Alper Turgut
Siiriyle tutunuyor Erol Zavar hayata, daha doğrusu, şiirle meydan okuyor ölüme... "...Hani filmin en güzel sahnesinde/sinemadan çıkar gibi/hayattan çıkıp gidemem(...)/Bunca mazeretim varken/ yaşama dair,/ ölümü aklımdan bile geçirmem/ seviyorum seni hayat/tüm kötü sürprizlerini de..." Tam altı yıldır tecrit koşullarında kansere karşı direniyor Erol Zavar...
Yukarıdaki dizeler, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin mahkûm koğuşunda yazdığı "Ölümü Ektim Randevu Yerinde-Beklemekten Ağaç Olsun" adlı şiirinden... Zavar'ın cezaevinde olma nedeni, sosyalist bir derginin sahibi ve sorumlu yazıişleri müdürü olması. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı ama Zavar hastalığına rağmen umudunu hiç yitirmedi, şiirler yazdı, şiirler biriktirdi ve bir kitap yaptı. Cadde Yayınları'ndan çıkan kitabın adı, "Ölümü Ektim Randevu Yerinde"...
Zonguldak doğumlu Erol Zavar, 39 yaşında ve iki çocuk babası. 1999 yılında mesane kanserine yakalandı. 14 Ocak 2001 tarihinde Ankara'da Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından gözaltına alındı. İşkence gördü. Üç günlük gözaltı süresinde iki kez hastaneye kaldırıldı... 17 Ocak 2001 tarihinde çıkartıldığı Ankara DGM tarafından tutuklandı. Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne gönderildi... Mayıs 2002 tarihinden itibaren Tekirdağ F Tipi, Edirne F Tipi ve hastaneler arasında mekik dokudu. En son ailesinin bulunduğu Ankara'daki Sincan F Tipi Cezaevi'ne nakledildi.
Kızı Özgecan, kansere yakalandığı yıl doğdu, şimdi 7 yaşında. Oğlu Özgür Deniz ise beş yaşında, babası cezaevindeyken doğdu. Erol Zavar, kucaklayamadığı oğluna şiir yazdı: "Yabancı bir dünyaya merhaba derken/Benim için çok geçti/Senin için erken/ Vakitlerimiz uymadı bir türlü.../Senin yanında bütün sevgilerim/Evimizin erkeği/Hoş geldin".
HÜCREDE TEDAVİ!
Erol Zavar, donanımlı bir hastanede yatarak tedavi olması gerekirken hücrede tutuluyor. Gerekçe Adli Tıp Kurumu'nun verdiği "hastane koşullarında tedavisi mümkün" raporu. Zavar, bugüne dek dokuz kez ameliyat oldu, bedeninden 35 kanserli ur alındı. Sevklerde saldırıya uğradı, dövüldü, taciz edildi. Küfür ve hakarete maruz kaldı. Yetmedi, ameliyat çıkışı yatağına kelepçelendi.
Eşi Elif Zavar'ın öncülüğünde kurulan "Erol Zavar'a Yaşama Hakkı Koordinasyonu", 10 bin imza toplamaktan gösteriler düzenlemeye, suç duyurularından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısını aşındırmaya uzun soluklu bir mücadele yürütüyor. Kampanyanın adı "Bu Işık Sönmesin". Vurgu yapılan cümle ise "Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır", çünkü Zavar, hastalığıyla, ancak cezaevindeki arkadaşlarının yardım ve destekleriyle baş edebiliyor. Uluslararası İnsan Hakları Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Akın Birdal, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı da, hastalık terminal (geri dönüşsüz) evreye ulaşmadan Zavar'ın tahliye edilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Zavar ölüme direniyor, ama tecrit ve cezaevi koşulları buna ne kadar izin verir, bilinmiyor! Oysa Zavar yaşamak ve şiir yazmak istiyor...
Cumhuriyet Pazad Dergi / 09-07-2006
Alper Turgut
Siiriyle tutunuyor Erol Zavar hayata, daha doğrusu, şiirle meydan okuyor ölüme... "...Hani filmin en güzel sahnesinde/sinemadan çıkar gibi/hayattan çıkıp gidemem(...)/Bunca mazeretim varken/ yaşama dair,/ ölümü aklımdan bile geçirmem/ seviyorum seni hayat/tüm kötü sürprizlerini de..." Tam altı yıldır tecrit koşullarında kansere karşı direniyor Erol Zavar...
Yukarıdaki dizeler, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin mahkûm koğuşunda yazdığı "Ölümü Ektim Randevu Yerinde-Beklemekten Ağaç Olsun" adlı şiirinden... Zavar'ın cezaevinde olma nedeni, sosyalist bir derginin sahibi ve sorumlu yazıişleri müdürü olması. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı ama Zavar hastalığına rağmen umudunu hiç yitirmedi, şiirler yazdı, şiirler biriktirdi ve bir kitap yaptı. Cadde Yayınları'ndan çıkan kitabın adı, "Ölümü Ektim Randevu Yerinde"...
Zonguldak doğumlu Erol Zavar, 39 yaşında ve iki çocuk babası. 1999 yılında mesane kanserine yakalandı. 14 Ocak 2001 tarihinde Ankara'da Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından gözaltına alındı. İşkence gördü. Üç günlük gözaltı süresinde iki kez hastaneye kaldırıldı... 17 Ocak 2001 tarihinde çıkartıldığı Ankara DGM tarafından tutuklandı. Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne gönderildi... Mayıs 2002 tarihinden itibaren Tekirdağ F Tipi, Edirne F Tipi ve hastaneler arasında mekik dokudu. En son ailesinin bulunduğu Ankara'daki Sincan F Tipi Cezaevi'ne nakledildi.
Kızı Özgecan, kansere yakalandığı yıl doğdu, şimdi 7 yaşında. Oğlu Özgür Deniz ise beş yaşında, babası cezaevindeyken doğdu. Erol Zavar, kucaklayamadığı oğluna şiir yazdı: "Yabancı bir dünyaya merhaba derken/Benim için çok geçti/Senin için erken/ Vakitlerimiz uymadı bir türlü.../Senin yanında bütün sevgilerim/Evimizin erkeği/Hoş geldin".
HÜCREDE TEDAVİ!
Erol Zavar, donanımlı bir hastanede yatarak tedavi olması gerekirken hücrede tutuluyor. Gerekçe Adli Tıp Kurumu'nun verdiği "hastane koşullarında tedavisi mümkün" raporu. Zavar, bugüne dek dokuz kez ameliyat oldu, bedeninden 35 kanserli ur alındı. Sevklerde saldırıya uğradı, dövüldü, taciz edildi. Küfür ve hakarete maruz kaldı. Yetmedi, ameliyat çıkışı yatağına kelepçelendi.
Eşi Elif Zavar'ın öncülüğünde kurulan "Erol Zavar'a Yaşama Hakkı Koordinasyonu", 10 bin imza toplamaktan gösteriler düzenlemeye, suç duyurularından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısını aşındırmaya uzun soluklu bir mücadele yürütüyor. Kampanyanın adı "Bu Işık Sönmesin". Vurgu yapılan cümle ise "Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır", çünkü Zavar, hastalığıyla, ancak cezaevindeki arkadaşlarının yardım ve destekleriyle baş edebiliyor. Uluslararası İnsan Hakları Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Akın Birdal, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı da, hastalık terminal (geri dönüşsüz) evreye ulaşmadan Zavar'ın tahliye edilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Zavar ölüme direniyor, ama tecrit ve cezaevi koşulları buna ne kadar izin verir, bilinmiyor! Oysa Zavar yaşamak ve şiir yazmak istiyor...
Cumhuriyet Pazad Dergi / 09-07-2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder