9 Kasım 2007 Cuma

Küresel inat...




Şilili, Venezüellalı, Brezilyalı, Kübalı... Latin Amerika'nın küresel sermayeye başkaldıran ülkelerinin sanatçıları festival için Türkiye'de. Sözün bittiği yerde müzik, müziğin bittiği yerde dans başlıyor ve...

Alper Turgut

Onlar Şilili, Brezilyalı, Kübalı, Perulu, Venezüellalı... Harita üzerindeki mesafe oldukça uzak, ama yaşananlar ve düşlenenler birbirine çok benziyor. Onların da başı uluslararası şirketlerle dertte, onların da asıl meselesi özgürlük. Latin Amerika-Türkiye Kültür Festivali'ndeki buluşmanın nedeni bu, yani "Viva la Amistad de los Pueblos / Yaşasın Halkların Kardeşliği"...




Meli Witran Mapu ve Purrun Adkintun, ikisi kadın dört kişiden oluşan Şilili bir müzik ve dans grubu... Meli Witran Mapu, 17 milyonluk Şili'nin ezilen yerlileri olan Mapuche halkının örgütlü sanatçıları... Yerel giysileri ve ilginç müzik aletleri var ve yerli ırkın tüm güzelliklerini barındırıyorlar. Onlar için toprağın dört enerjisi çok önemli. Bütün gücü ondan alıyorlar. Enstrümanlarına dahi bu şekilleri işlemişler. Zaten grubun adının anlamı "Toprağın Dört Noktasından". Dilleri ve inançları için mücadele etmek, onlar için yaşamakla aynı anlamı taşıyor. Vakti zamanında (İspanyol sömürgecilerden önce) Şili, Mapuche ülkesiymiş. Şili ve Arjantin'e uzanan 15 milyon hektar toprakları varmış. Bugün ellerinde kalan 500 bin hektar... Arjantin kenti Mapuche topluluğuna daha da sert davranmış. Onları adeta yok etmiş. Şimdi ellerindeki toprakları alınan ve kentlere göç ettirilen Mapuche'lerin nüfusu 1.7 milyon. Yani tüm Şili'nin yüzde 10'u...




Guillermina del Carmen Reiman, yüzünde acının izleri okunan, ama inadına güçlü ve kararlı bir kadın... Konuşma ihtiyacı hissettiği apaçık; "Kentlere sürgün yollanan atalarımızın çocuklarıyız. Çoğu yerli artık onu var eden toprakta değil kentlerde doğuyor. Ben eskiden okaliptus yetiştiriyor, şarapçılıkla uğraşıyordum. Doğaya ve hayata saygılıydım, ama çokuluslu şirketler, toprağımıza ve sularımıza el koydular. Bizi asimile etmek için kollarını sıvadılar..."





Şili halkının kâbusu olan 11 Eylül 1973 cuntasının, "bu topraklar verimsiz" diyerek Mapuche halkını göçe zorladığını söylüyor Raul Carine, "Biz toprakla yaşarız, sömürenler topraktan geçinir. Bu fark o kadar önemlidir ki... Onlar toprağı çoraklaştırırlar. Doğal yeraltı kaynaklarımızdan beslenirler" diyor ve ekliyor; "15 yıldır Mapuche için çalışıyoruz. Genç nesil dilimizi unutmasın, kültürümüz yok olmasın istiyoruz. Direnen insanlarımızı içeri atıyorlar. Şu an içeride 18 siyasi tutsak var, 40 kişi de aranıyor. Silahlı mücadele yürütmüyoruz, ama onlar bizi terörist olarak ilan ediyorlar. Avrupa Birliği toplantısına katılan Şili başkanı, 'ülkemizde siyasi tutsak yok' dedi. Bu bir yalan. Dünya bilsin, cezaevlerindeki Mapuche'ler, siyasi tutsaklardır".

ÇOCUKLARIMIZ AÇ...

Anlaşılan o ki, onların da terörle mücadele yasası var. İç güvenlik yasasını da kullanan güvenlik güçleri, silahlarını kuşanarak Mapuche köylerini basmayı âdet edinmiş. Bugüne dek altı Mapuche yerlisi katledilmiş, birçoğunu da işkenceden geçirmişler. Özellikle halkı yıldırmak için çocuklara yönelik bir şiddet kampanyası olduğunu söylüyorlar. Şili'deki diğer halk hareketleriyle bağlantıları olduğunu belirten Mapuche temsilcileri, hükümete karşı aynı hisleri beslemiyorlar. Mapuche'lerin yolu ilk kez bu kadar uzaklara düşüyor. Bütün kadın ve erkek kardeşlerinin selamıyla, Atlantik Okyanusu'nu aşıp geldiklerini belirten Guillermina, kendi ülkelerindeki çocuk sorununu anlattıktan sonra Türkiye halkından istediğini söylüyor; "Mapuche çocuklarının, başta gıda olmak üzere, her türlü yardıma ihtiyaçları var."




A. De Cuba (Küba'nın Şekeri) grubunun solisti Edelguiz Fernandez, çıtı pıtı, genç ve güzel bir müzik öğretmeni... Onlar, Doğu Küba'nın Hoalguin kentinden geliyorlar. Dört kişilik grubun diğer üyeleri de müzik öğretmeni. Yerel müziği evrensele taşımanın mutluluğu yüzlerinden okunuyor. Fernandez'in gözüne duvardaki "Viva la Amistad de los Pueblos / Yaşasın Halkların Kardeşliği" yazısı takılıyor. Başıyla onaylıyor ve ekliyor; "Evet, biz bunun için buradayız."

SALSA TİCARİ DEĞİLDİR





Festival boyunca Kübalı ve Brezilyalı iki çiftten oluşan Latin Ateşi Dans Grubu, Küba'nın Şekeri ile birlikte sahne alacak, Salsa, ça-ça-ça, merenge, samba gibi Latin Amerika halk danslarını sergileyecekler. Grup adına konuşan dansçı Yurisley Diaz, ABD'nin ve Avrupa ülkelerinin, Küba'nın bağrından doğan salsa ve benzeri dansları, yozlaştırıp değiştirdiğini savunuyor. Festivalde, Latin danslarının orijinal halini göstereceklerini vurgulayan Diaz, "Salsa, halk kültürünün bir parçasıdır. Ticaretle ilgisi yoktur" diyor "Ancak kapitalizm ve Amerikan emperyalizmi bunları ellerimizden almaya çalışıyor. New York usulü salsa, Uluslararası salsa diyerek bir dansı ticarileştirmek istiyorlar. Biz hem dans ediyoruz, hem de kültürümüz için mücadeleyi yükseltiyoruz".



Brezilya Konut Mücadelesi için Ulusal Hareket (MNLM) Temsilcisi Anselmo Schwertner, hareketinin tişörtünü giyiyor, yıldızlı bir bere takıyor. MNLM bayrağını yanından ayırmayan Anselmo, örgütlerinin 17 yıl önce kurulduğunu anlatıyor. Brezilya nüfusunun üçte birinin "favela" denilen her türlü altyapıdan yoksun varoşlarda yaşadığını hatırlatıyor. "Ülkemizde 15 milyon insan, yetersiz konutlar nedeniyle mağdur durumda... Güney Amerika'nın en büyük kenti Sao Paulo'nun yarısı yasadışıdır. Tapuları yoktur" diyor; "Benim oturduğum kentte de kayıtlı olmayan mahaller var. MNLM 17 eyalette örgütlü, 3 eyalette de temsilcilikleri var. Tıpkı Topraksız Köylü Hareketi'nin kullanılmayan toprakları işgal edip aileleri yerleştirmesi gibi, MNLM olarak bizler de kullanılmayan binaları işgal ederek konut haline çeviriyoruz. Bunun dışında ev yıkımlarına karşı halkı mücadeleye çağırıyoruz. Kendi konutlarımızı inşa ediyoruz. Kent reformu için çaba gösteriyoruz. Kooperatifleşme, yeni teknolojinin kullanılması ve halkın bir araya gelmesi tek arzumuz."

Koca Güney Amerika'da sadece Brezilya'da Portekizcenin konuşulduğunu söyleyen Anselmo, "Yine de aynı bütünün parçasıyız. Türkiye'de de bunu gördük. Bizler kapitalizme karşıyız. Bütün kent halklarının mücadelesi, dünya çapında olmalıdır. Bu ölümcül sisteme yani kapitalizme karşı çıkmanın tek yoludur. Dünya Sosyal Forumu'na katıldık. Fransa'da merkezi olan, 4 kıtada örgütlü Novox ile irtibatımız sürüyor. Gelecek yıl mayıs ayında Avrupa çapında bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Yıkımlara, konut ve emlak spekülasyonlarına karşı evsizlerin katılacağı büyük eylemler yapılacak" diyor.

ÜTOPYA ÖRGÜTÜ...

Festivale katılan bir müzik grubu da, Venezüellalı Frapom. Frapom, "Devrimci Sanat Cephesi-Anavatan ya da Ölüm" anlamına geliyor. "Bolivarcı Devrim" sürecinde doğan bu sanat örgütlenmesinin, müzik, halk dansları, tiyatro, pantomim, palyaço gibi çok çeşitli faaliyet kolları var. Peru'da yaşanan deprem nedeniyle, Ayllu Chakui Müzik Grubu'nun gelişi biraz gecikti. Onlar, İnkalardan bu yana Kızılderili müziğini yaşatan yerli halkın temsilcileri... Kültür Festivali'nde, Latin Amerika'daki devrimci ivmeyi anlatmak için gelen panelistler de var. Venezüella Sosyalistler Meclisi Ütopya Örgütü bunlardan biri... Ütopya örgütü, ülkelerindeki antiemperyalist demokratik Bolivarcı süreci sosyalist bir devrime doğru götürmek istiyor. Perulu Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği (ISAI) Başkanı Eusebio Martel Huacho ise ülkelerindeki işçilerin, ezilenlerin mücadelesini son dönemde yaşadıkları genel grev deneyiminin ışığında anlatacak. Uruguay'ın en çok okunan haftalık sol gazetesi La Brecha (Yarık) adına editör Raul Zibechi de, Türkiye'ye gelecek isimler arasında... Zibechi'nin Zapata Hareketi, sosyal hareketler ve 1990'ların isyancı gençliği üzerine üç kitabı bulunuyor.
Ayrıntılı bilgi için: www.beksav.org


Fotoğraf: Uğur Demir

Cumhuriyet Pazar Dergi / 26-08-2007

Hiç yorum yok: